BIST9.981,76%0,67
USD32.4507%-0.18
EURO34,8276%0.15
ALTIN2.441,65%0.12

Helal olsun İran’a!

Ali Karahasanoğlu

Abone OlGoogle News
15 Nisan 2024 11:21

İsrail’in altı aydır Gazze’ye yaptığı saldırıların bir küçük örneğini İran, İsrail’e yapar gibi oldu.

Kıyametler koptu.

Amerika’sından başladık, İngiltere’ye kadar hepsinden kınamalar.

Rusya hariç olmak üzere bütün gâvurlar, İran’ı telin ettiler.

Oysa ortada daha bir şey yok.

Bir tane ölü bile yok.

İnsan öldürülmesinden zevk alacak değilim.

Ama Gazze’de altı aydır, 33.000 insanı öldürenleri durdurmak için, gerekirse İsrailli askerlerden başlamak üzere; ölümse ölüm, tahribatsa tahribat.. Yıkımsa yıkım..

Artık İsrail’e yönelik her saldırının, meşru müdafaa hakkı kapsamında kaldığı aşamadayız.

Bir de fazladan Suriye’deki İran elçiliği vurulup İranlı yetkililer öldürüldüğünde..

İran’ın meşru müdafaa hakkı kapsamında İsrail’e saldırması en tabii hakkı oldu.

İsrail, Gazzeli çocukları öldürdü, Amerika “meşru müdafaa” dedi.

İsrail, Gazze’de hastaneleri vurdu, Almanya “meşru müdafaa” dedi.

Yüzyılları bulan uluslararası hukuk teamüllerine göre, başka ülkelerdeki elçilik binaları asla ve asla dokunulmaz olduğu halde İsrail, İran elçiliğini vurdu.

Yıllara varan hukuk kurallarına aykırı şekilde belki de ilk defa bir elçiliği vurarak hukuku ayaklar altına alan İsrail’in saldırısına karşı, yine bu utanmaz devletler bir küçük kınama bile yayınlamadılar.

Ve geldik İran’ın İsrail’e misillemesine.

İran’ın Suriye’deki varlığını kınayalım.

Suriye’de 100 binlerce Müslümanın ölümüne sebebiyet verecek derecede katil Esed’e destek vermelerini protesto edelim.

İran’ın Yemen’deki faaliyetlerini tasvip etmeyelim.

İran’ın, Irak üzerindeki emellerini doğru bulmadığımızı ilan edelim.

Kısaca belirtmek gerekirse, İran’ın Şii yayılmacılığını reddedelim.

Ama lütfen, İsrail Gazze’de çocukları öldürürken, İran bir geceliğine de olsa, İsrail’i uyutmadıysa.

İran’a “helal olsun” da diyelim.

Bir gazeteci olarak “helal olsun” diyelim.

150’ye yakın gazeteciyi öldüren İsrail’e, bir gecelik de olsa, sığınaklarda sabahlama korkusu yaşattığı için, İran’a “helal olsun” diyelim.

Hukuku ayaklar altında paspas gibi çiğneyen, dünya tarihinde görülmemiş soykırıma imza atan İsrail’e, “haddini bildirmek” diyemeyeceğim ama, küçücük bir zarar tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığı için, bir hukukçu olarak İran’a “helal olsun” diyelim.

İran’ın, İHA ve füzelerle İsrail’e yönelik misillemesini, Türkiye’nin sessizlikle karşılaması bile, aslında bir “helal olsun” anlamına gelen açıklama olduğunu hatırlatıp, bir de sırtında yumurta küfesi olmayan muhalefetin ne yaptığına bakalım.

CHP Genel başkanı Özgür Özel, kafayı çıkartmış ve taraflara itidal çağrısı yapılmasını istiyor.

Afedersiniz beyler, altı aydır İsrail’e itidal çağrısında bulundunuz mu ki, şimdi İran’a itidal çağrısında bulunuyorsunuz.

Altı aydır Filistin’de öldürülen çocuklara, kaç defa gözyaşı döktünüz ki, şimdi İsrailli askerler tehlike altına düşebilir diye gözyaşı dökme hazırlığına giriyorsunuz.

Sahi, bu Özgür Özel değil miydi, Hamas için “terör örgütüdür” diyen..

Dolayısıyla, İsrail’in soykırım yapmasına gerekçe hazırlayan..

Kimlerden ne bekliyoruz biz!

Şunu da hatırlatalım..

Belki kötü niyetle söylenmiyor olabilir.... Belki “İsrail’e kimse bir şey yapamaz” algısı oluşturma amacına matuf olmayabilir..

Ama yaygın olarak dillendiriliyor: İran’ın misilleme adı altındaki operasyonunun da aslında bir danışıklı dövüş olduğunu iddia edenler bile var.

Yani İran’ın aslında İsrail’i vurma gücü ve niyeti olmadığını söyleyip, sırf kendi halkını, elçiliğinin vurulmasına sessiz kalmadığı noktasında tatmin etmek için, son operasyonun yapıldığı iddiaları ciddi ciddi dile getiriliyor.

Bu açıdan tek bir kişinin ölmediği İHA-füze saldırısından sonraki İran’ın yaptığı açıklama da manidar.

“İsrail tekrar saldırırsa, İran daha şiddetli bir karşılık verecek”miş.

İsrail öldürüyor, İran sadece korkutuyor.

Ama ne yazıktır ki, İsrail’in öldürülmesine seyirci kalanlar, İran’ın korkutmasını bile, “itidal” çağrısı ile engellemeye kalkıyor.

Bu açıdan bakarsak İran’ın tek bir kişinin bile ölmediği saldırısına bile, bir defa daha “helal olsun” demek gerekiyor.

Desenize “misilleme en tabii haktır, büyükelçilik vurduysa İsrail de bunun bedelini ödemeye mahkumdur.”

Bir gecede yaşanan olaylar, bize yüzyılda gelişen olayların çıkarımlarını sunuyor.

Bir yandan soykırıma sessiz kalan batılı gâvurlar.

Bir yandan misilleme hakkı bile kullandırılmak istenmeyen İran.

Ve bugünden sonra yine içimizdeki muhafazakarların, bizlere ders vermek üzere ellerini ovuşturarak hazırladıkları senaryolar:

“Batıda hukuk var. Almanya’da hukuk var. İngiltere’de hukuk var. Amerika’da hukuk var.”

Çocukları öldüren silahları bedava İsrail’e veren alçakların içimizdeki satılık kalemleri, bize “hukuk” tavsiyesinde bulunmaya devam edecekler.

Ben de onlara “Batsın sizin hukukunuz, batsın sizin insanlığınız. Yazıklar olsun sizin Müslümanlığınıza” diyeceğim.

Ali Karahasanoğlu

Akit TV köşe yazarı