BIST9.716,77%-0,05
USD32.4908%-0.23
EURO34,9382%0.24
ALTIN2.434,71%0.48

Fransa bize neden çemkiriyor?

Yavuz Bahadıroğlu

Abone OlGoogle News
22 Eylül 2020 09:33

Bir süredir gerek Libya’da, gerekse Doğu Akdeniz’de Fransa, Türkiye aleyhine faaliyetlerde bulunuyor…

Libya’da darbeci Hafter’e destek veriyor. Doğu Akdeniz’de Yunan tezini “kayıtsız-şartsız” destekliyor…

Öte yandan; Cumhurbaşkanı Macron, özellikle Cumhurbaşkanımız aleyhine her fırsatta beyanlarda bulunup, Türkiye’ye tehditler savuruyor…

Bu tarihî kinin sebebi ne, biz Fransa’ya ne kötülük yaptık?

Devir Yıldırım Bayezit devri: Miladi takvimler25 Eylül 1396’yı gösteriyor…

“Gökkubbe çökse mızraklarımızla tutarız” diye övüne övüne Niğbolu’ya gelen kalabalık Haçlı Ordusu, Sultan Yıldırım Bayezid’in yönetimindeki Osmanlı Ordusu’na yenilmiş, Avrupa’nın namlı asilzadeleriyle birlikte, Mareşal Busikolt ve sonradan İngiltere Kralı olanIV. Henry,Fransa Kralı’nın meşhur torunu Never Kontu Korkusuz Jan (Jean-Sans-Peur), Hohenzollar Kontu Frederik de esir alınmıştır.

Akabinde Fransa Kralı, Fransız asilzâdeleri kurtarmak için, Padişah’a elçiler gönderdi...

Görüşmeler iki yıl kadar sürdü. Sonunda anlaşma sağlandı. Savaş tazminatı olarak Fransa Kralı, Osmanlılara 200 bin duka altını (Bizans para birimi) ödeyecek, buna karşılık Osmanlılar da esirleri serbest bırakacaklardı.

Anlaşma sağlandıktan birkaç gün sonra, Yıldırım Bayezid, bütün Avrupa’ya “Korkusuz” unvanıyla nam salmış Jan’ı ve Avrupa’nın diğer “namlı komutan”larıyla “cesur” şövalyelerini görmek istedi.

Hemen huzuruna getirdiler.

Padişah ayakta karşıladı. Endişeyle bakındıklarını görünce de teselli etme gereği duydu:

“Merak buyurulmasın” dedi yumuşak bir sesle, “kralınızla anlaşmaya vardık. Sizi serbest bırakacağız. Ancak memleketinize uğurlamadan önce, sizinle tanışmak ve ekmeğimizi paylaşmak istedik. Lütfen kendinizi esirim değil, misafirim olarak kabul ediniz.”

Korkusuz Jan ve diğerleri Padişah’ın bu sözleriyle rahatlamış, derin bir nefes almışlardı.

Yemeğe oturdular. Korkusuz Jan yemekten sonra şu ifadelerle Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid’e teşekkür etmeye çalıştı:

“Esir olduğumuz süre içinde kimse tarafından horlanmadık, tartaklanmadık, hiçbir hakarete uğramadık. Hattâ kimse para keselerimize dokunmadı, ibadetimize ve kıyafetimize kimse karışmadı, bizimle kimse alay etmedi. Aksine saygı gördük. Yazık ki, biz sizi yanlış tanırmışız! Bir daha Osmanlı’ya kılıç çekmeyeceğime şerefim üzerine yemin ediyorum.”

Yıldırım Bayezid Han,Korkusuz Jan’ı gülümseyerek dinliyordu:

“Güzel düşünceleriniz için teşekkür ederim” diye cevap verdi, “memleketinizin en önemli insanlarından birisiniz. Bir savaşta yenildiniz diye mahçup olmayın. Daha çok gençsiniz. Biz size hakaret etmedik, sizi küçümsemedik; ancak memleketinize dönünce, sizden büyük başarılar bekleyen bazı vatandaşlarınızın hakaretine uğrayabilirsiniz. Bu yüzden bizi yenip şerefinizi kurtarma kaygısına düşebilirsiniz. Belki o zaman bizimle tekrar savaşmak istersiniz...”

Korkusuz Jan’ın gözlerinin içine bakarak devam etti:

“Bu yüzden size yemininizi iade ediyoruz. Memleketinize dönünüz. Bizimle tekrar savaşmak isterseniz, çok sayıda Avrupa kralıyla ittifak edip geliniz. Ordunuz ne kadar kalabalık ve kuvvetli olursa, zaferimiz o kadar büyük olacaktır... Biz bu yola Allah için çıktık, ölümden korkmayız!”

Yer bitti, ama konunun daha devamı var…

Yavuz Bahadıroğlu

Akit TV köşe yazarı