BIST9.776,22%0,56
USD32.5584%-0.03
EURO34,9997%0.42
ALTIN2.435,80%0.52

Ramazan-ı Şerif’i (Kur’an ayını) Değerlendirelim

Yaşar Değirmenci

Abone OlGoogle News
21 Nisan 2021 06:56

Ramazan ayı ve Kur’ân-ı Kerîm birbirinden ayrı düşünülemez.Ramazan, bunun için müjdedir, mü’min gönüllere. En büyük fırsattır bizlere.

Bunca günahımız, hatamız varken nefsimize ve arzularımıza bu kadar tâbi olmuşken; yegâne hayat rehberi Peygamberimizden gelen bir mesaja sımsıkı sarılıp, tekrar tekrar okumalıyız. Her zaman, her hal ve şartta tazeliğini, koruyan, bize yol, yön gösteren kitabımızdan bu okuma; sadece kuru kuruya okumak değil, muhabbetle, hasretle, tefekkürle, düşüne düşüne anlamaya çalışarak okumaktır. Nitekim Kur’ân, hayatı okumaktır. Kur’ân-ı Kerim, Cenâb-ı Hakk’ın ziyafet sofrasına oturmaktır. Cenâb-ı Hak’la hasbihâl etmektir. Dünya ve âhireti anlamaktır.

Bu Ramazan ayını bizler de kendimize bir vesîle kılalım da Kitabımıza yeniden kavuşalım. Hânelerimizi Kur’ân ziyafetleriyle zenginleştirelim. Gönlümüze, hânemize ve şehrimize sekînet-i ilâhiyye yağsın. Melekler, civarımızda dolaşsın. Cenâb-ı Hakk, tevfîkini refîk eylesin, bizleri affederek rızâsına erdirdiği kulları arasına dâhil eylesin.

Bilhassa bu güzîde Ramazan-ı Şerif’te zamanın kadrini bilerek gece-gündüz Kur’ân-ı Kerîm ile hemhâl olmak, ondan kendimize hisseler çıkarmak, Hak Teâlâ’nın rızasını O’nun gönderdiği Kitap’ta aramak ve bulmak. Hayat tarzımızı tanzim etmek, yaşadığımız, yaşatılan değil; inandığımız gibi yaşamak…

Kur’an ayı olan Ramazan ayında okuduğumuz Kur’an-ı Kerim’in âyetlerini manasıyla beraber okusak, bir âyeti yaşayarak hayatımıza yansıtsak veya okuduğumuz âyetleri hayatında yaşayarak gösteren Üsveyi hasene (örnek Peygamber)imizin izini sürsek; bunalımda olan millet, ümmet ve insanlık kurtulur. Örnek mi? İşte Âli İmran sûresi 134. Âyet.

(Fussilet 30 veya Mü’minun suresindeki ayetlere de bakılabilir.)

Müminin özellikleriyle ilgili âyetler kısa kısa âdeta doktor reçetesi.

“Onlar ki bollukta da darlıkta da infak ederler. (İlâhî emirlere yapışanlar, bollukta da, darlıkta da, sevinçli zamanlarında ve kederli anlarda da, refah günlerinde ve ekonomik darboğazlardan geçerken de, Allah için, karşılık gözetmeden, gönüllü harcayanlardır.) Öfkelerini kontrol altında tutarlar ve insanların hatalarını bağışlarlar. Zira Allah iyilik edenleri sever.” (3 Âli İmran 134)

(Darlıkta vermeyenler varlıkta hiç veremezler. Elimize servet geçince onu faizle çoğaltmayı değil, zekât ve infakla çoğaltmayı düşünün! Riba servetin miktarını arttırır. Ruhunu öldürür. Diri servet, sahibini sırtında taşırken, ölü serveti, sahibi sırtında taşır. Zekât, görünürde malın miktarını azaltırken, hakikatte malın bereketini arttırır.

Günahta ısrar, günah işlemekten daha büyük günahtır. Zira bu, günaha aldırmamanın bir sonucudur. Günaha aldırmamak vicdanın kör, imanın pasif oluşunun bir göstergesidir. Sonu helaka açılan hayat tarzıdır günahtan vazgeçmemek.

Çöküş ve çözülüşle neticelenen bu gidişat, kendisinden önceki olumsuz geleneğin bir uzantısı, kendisinden sonrasının belirleyicisi.

“Bir toplumun bireyleri, kendi iç dünyalarını değiştirmedikçe Allah da o toplumun gidişatını değiştirmez.” (13 Ra’d 134)

Bu Ramazan, bambaşka bir Ramazan olsun hepimiz için. Mîlâd olsun bu Ramazan. Kul gibi kul olmaya, Peygamberimize yakışır bir ümmet olmaya başlangıç olsun. Eşyaya değil, Rabbimize kul olalım. Orucu nefsânî zaaflarla zedelememek; bilhassa dili, dedikodu, gıybet, yalan, iftira ve mâlâyânî ile uğraşmamak. Aynı zamanda çirkin konuşmalara karşı dile de “sükût orucu” tutturabilmek îcâb eder. Oruçlu iken ağzımıza bir şey girmemesine dikkat etmemiz gerektiği gibi, ağzımızdan çıkan her söze de dikkat edelim. Dilimiz, kalplere saplanan bir diken değil, rahmet lisânı olsun. Gelin, gönüller yaparak oruçlarımıza güç katalım! Gelin, gönüller yıkarak oruçlarımızı bozmayalım, oruçlarımızı yaralamayalım! Ailemizle, akrabalarımızla, komşularımızla, Müslüman kardeşlerimizle öyle bir ramazan geçirelim ve o ramazanın manevi etkisini bütün bir yıla yayalım ki, gönlü kırık, yüreği buruk, kalbi parçalanmış kimse kalmasın. İftarlarımız, sofralarımız mağdur ve mazlumlarla şenlensin. Cenab-ı Rabbü’l-âlemîn her birimizi bu ayın fazl u kereminden, rahmet ve bereketinden feyiz alanlardan eylesin!​

Yaşar Değirmenci

Akit TV köşe yazarı