BIST9.079,97%3,10
USD32.3671%0.07
EURO34,9383%-0.23
ALTIN2.325,51%0.22

Bilgi çağında molla melle olmak?

Sabri Balaman

Abone OlGoogle News
07 Eylül 2021 09:13

Bilgi çağını yaşamamız nedeniyle teknolojik gelişmeler de süratle artmaktadır. Yapılan çalışmalarla Allah’ın kullarını kontrol altına aldığı gibi toplulukları yönetiyorlar. Sanal zekâ çalışmaları bundan dolayı biteviye devam etmektedir.

Gerek teknolojik, gerekse biyokimya gelişmeleri ile artık insanların karakterleri, düşünceleri kolaylıkla tespit edilmektedir. Cep telefonlarındaki gelişmeler hızla devam ederken, daha da ileri safhalara ulaşılacak ve belki de aldığımız nefes bile bilinir hale gelecektir.

Evrende hiçbir şeyin kaybolmadığı anlayışıyla bunlar bir taraftan Hz. Peygamberimizin sesini uzayda ararken, diğer taraftan da Allah’ı aramaya başlayacaklardır. Anlayabildiğimiz kadarıyla Sidretü’l-Münteha’ya kadar yaklaştılar bile. Buna mukabil, bizdeki bazı âlimler hâlâ Bizans’ın fethinden önce, kiliselerde melekler erkek mi dişi mi saçmalığı içinde yapılan yorumlara benzer yorumlar yapmaktadır.

Teknik bilgiden yoksun, astronomiden habersiz, tefekkür kabiliyeti olmayan, sadece emsile-bina okumayı yeterli bulan, ancak Kur’an-ı Kerim’den istifade ile bir icatta bulunamayan bu akıl fukaraları, doğru-yanlış kıyaslamalarla milleti avutmaya çalışmaktadırlar. Birileri her türlü ilmi çalışmalarda zirve yaparken, bizimkilerin birçoğu da hurafelerle milleti yönlendirmeye, ürkütmeye çalışmaktadır.

Nitekim bunca ilahiyatçı, medrese eğitimli insanlarımız varken, teknolojik bir proje ile ilgilenen var mıdır bilmiyorum? Üstelik geçmişte bunların temellerini bizim âlimlerimiz atmışken… İslam’ın anlatılması bakımından da maalesef aralarında birliktelik yoktur. Hafızayı beşerden belki haberiniz yoktur size hatırlatmak isterim, alın size aydın âlimlerimiz, İbn-i Hayyan, El-Hârizmî, El-Kindî, Zekeriyyâ er Râzî, El-Battanî, Farabî, İbn-i Heysem, El – Birunî, nerde o tarih yazan İslam düşünürleri, artık bu cahiliye dönemine son verip uyanma zamanı…

Çoğu zaman ilmi yetersiz, süslüman, titri bol sözde İslami aydınlarımız(!) TV ekranlarında laklaka ile meşguldürler. Makamlarına bakınca Profesör, Doçent, Doktor, Uzman payesinde ama işlerine, konuşmalarına baktıkça sadra şifa bir önerileri yoktur. Daha da kötüsü, uzay çalışmaları yapanların önünü kesmek için verdikleri fetvalarla çabaları cümlenin malumudur.

Eloğlu Allah’ı arayacak duruma gelmişken, biz ise acınacak bir durumdayız. Diğerlerinin çalışmaları nereye varır bilinmez ama gayretlerini takdir etmek gerekir. Zira bunlar her yıl, çalışmalarıyla gündemde oluyorlar. Açıklamalarıyla milletlerini bilgilendirmekte iken, ülkemiz profesörleri derin uykuda olduğu için, bilimsel gelişmelerden kopuk bir hayat sürmektedirler.

Zira Ay’a iniş yapan onlar, mikro kimyada söz sahibi olan onlar, matematikte zirve yapan onlar, icat üstüne icatlarda bulunan onlar, insanı kontrol altına alan onlar, astronomi, fizik, biyoloji meselelerinde yeni keşiflerin peşinde koşan onlar, antropolojide, hava akımlarında, denizlerde yenilikleri arayan onlar.

Ülkenin ve milletin siyasi, sosyal, ekonomik, askeri, hukuki ve kültürel inançları istikametinde çalışmayan, felaket tellallığı yapan, milli ve yerli kalkınmaya destek vermeyen, ülkemin statükocu aydın diye geçinen siyasi dinozorlardır. Bu vesileyle toplumun dinamik gücü olan seçmen ciddi bir şekilde bütün siyasal hareketlere dayak atması zorunludur.

Atatürk’ü ilahlaştırmaya çalışan, peygamber diyecek kadar dengesini kaybeden, dinden imandan, ahlaktan nasipsiz eblehlerin, Atatürk’ün manevi şahsına hakaret ettiklerini idrak edemeyecek cehalet bataklığına düşmüş, kurtarılmak için şuurlu Müslümanların eline kalmış oldukları unutulmamalıdır. Müslümanlar medeni bir topluluktur. Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olarak var edildiniz..,

İslam dinini gericilikle suçlayan sözde aydınlar, Müslümanları cahillikle suçlayanlar, cehalet çukuru içinde olduklarını göremezler. Yüce Allah şöyle buyuruyor; Müslümanlar, insanlığın iyiliği için yaratılarak yeryüzüne çıkarılmış hayırlı bir topluluktur, doğru olanı emreder, kötülükten men eder.

Bizler de sadece yerinde saymada rekor üstüne rekor kırıyoruz. Dedikoduda herkesin önünde olan bizler. Bu nasıl bir Müslümanlık ve insanlık alametidir ki fitneye vesveseye esir olacak kadar aciz kullardan olduk? Bugün Batı’nın araştırma konusu olan birçok husus, mugayyebâttandır.

Onun için Allah’ı bulma aşamaları imkânsızdır. Ama onlar uğraşıyor, biz ise halen molla yani melle kavramını bir üste taşıyamıyoruz. İnsanlığımıza modern tıp, bilim, fizik veya kuantumu sunamıyoruzb Allah’ı bulmak, ilmi gerçek manada okuyup gençliğimize anlatmak gereklidir. Gerzek bir kafa ile ilim ve irfandan çocuklarımızı uzak tutmak, İslam’a en büyük ihanettir. Vesselam…

Sabri Balaman

Akit TV köşe yazarı