BIST9.693,46%1,77
USD32.5355%0.02
EURO34,7190%0.09
ALTIN2.499,53%0.61

Gara: 1978’in devamında Atlantik Paktı ve PKK

Sabri Balaman

Abone OlGoogle News
16 Şubat 2021 07:00

Bölgemizde neler oluyor? Son on yılda FETÖ yapılanmasının daralmaya başladığı tarihten itibaren ilginç olaylar gelişmeye başladı.

Baş döndüren ilişkiler üzerinden terör sahası test alanı yeniden şekillenmeye başlarken, ihanetin pandora kutusu açıldı.

FETÖ dershanelerinin kapatılmasıyla başlatılan süreçte artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı konuşulurken önce 17/25 ve ardından sahaya sürülen marjinal gruplar…

Sebebi ise elli yıllık Haşhaşi çetesinin uzantıları ve bazı ülkelerin Türkiye’deki kubbelerinin tehlike çanlarının çalması…

Geçmiş yıllara dair anımsamalar canlanıyor gözümüzde.

1984 ve 2000 yıları arasında terör örgütlerince ciddi eylemler gerçekleştiriliyordu.

Bu eylemlerin kim ve kimler tarafından nasıl organize edildiğini inceleyince PKK’nın 1984 yılından itibaren yaptığı kanlı faaliyetler geliyor akıllara.

Bu faaliyetlerin sosyolojik bir bağ üzerinden entegre ederek geliştiğini unutmamakta fayda var.

ASALA’nın diplomatlara düzenlediği suikastlar sonucu onlarca şehit verdik. Arkasından gelen eylemlerde Batılı bazı insanların öldürülmesi, ASALA’nın tasfiye edilerek PKK’nın kurulmasıyla sonuçlandı.

Apo’nun arkasına sığınarak gerçekleştirilen eylemlerle PKK’ya birçok görev verildi. Batı, PKK ile birlikte kendisine yeni bir maske edindi. Artık ifşa edilmesi güç bir kurum oluşturmuşlardı.

Asıl mevzu ise; artık TSK’nın 1990’lı yıllarda Atlantik yapısına bağlılığı ifşa edilmeyecek, cunta hareketleri ifşa edilmeyecek, bu komuta kademesi Türkiye’deki eylem ve suikastlardan zarar görmeyecekti.

Kısacası TSK’ya sızmış olan bazı gizli servis elemanlarının dünyasından bahsedilmeyecek ve her şey tıkırında olacaktı.

Nitekim ayrı ve nizam dışı gelişen sesler, komuta kademesinde olanlar da ya kaza kurşunu, ya da suikastlar ile harcanacaktı.

Bu oyun uzun süre devam ederken bizdeki bazı hain apoletler puro keyiflerine devam ettiler. Ta ki Ergenekon, Balyoz, Sarıkız ve Ayışığı operasyonları devreye alınıncaya kadar…

Bu operasyonlarla dananın kuyruğu koptu.

Ne de olsa bazı ajanlara sadakat yemini etmeleriyle kendilerini güvence altında sanan ve Başbakan’a rest çeken birkaç paşa, asla zarar görmeyecekti(!).

Ağa babalarının teminatıyla zaman zaman FETÖ’ye selam verseler de kendilerini kurtaramayan bu kişileri, FETÖ’ye verdikleri selam da kurtaramadı.

İşler istedikleri gibi gitmeyince karanlık Atlantik yapısı yedek mekanizmayı sürmeye başladı. Bu mekanizmanın ismi FETÖ’den başkası değildi.

FETÖ ve ahalisi oyunu iyi kurmuş, geleceğini teminat altına almak için yeni darbe hazırlayıp altın vuruş peşindeydi.

Nasıl olsa altın nesil paşa kadrosuna kadar yetişmiş ve istediğini elde etmişti. Yani artık TSK da muktedir güç durumuna yükselmiş ve küresel Atlantik paktına yakın ve istedikleri gibi eylem ve darbeye hazırlık yapacak güce gelmişlerdi.

Sadece Pensilvanya’nın talimatına bakmaktaydı ve istedikleri gibi zaman işliyor ve sıkıntıları olsa da her şey yolunda görünüyordu.

15 Temmuz’da bütün görüntüler ortaya çıkınca herkes safını beli etmeye başladığı gibi ortamda ne kadar vatan haini varsa onlar da gözükmeye başladı.

Bu arada bunları neden yazıyorsunuz diye merak edenleriniz olmuştur ancak asıl ihanetin temeli burada yatıyor. TSK’da yuvalanmış olan FETÖ ihanet şebekesi birçok gizli görevliyi yabancı servislere peşkeş çektiği aşikâr.

17/25’in ardından KCK yapılanması sonrası FETÖ bildiğiniz üzere ilk ihaneti Emniyet Teşkilatı’na yaptı. Buradaki birçok istihbarat elemanını ifşa ederek birimlerine bildirdi.

Ardından birçok polis memuru infaz edilerek yurtdışındaki faaliyetlerde görevli olan personeller şehit verildi. FETÖ, içimizde hâlâ derin ihanet yaraları açmaya devam ediyor.

FETÖ, Atlantik yapısında HAŞHAŞİ yapılanması önemli bir görev mekanizması olarak görülüyor…

Gara’da uzun süre rehin tutulan sivillerin kaçırılmalarının altında FETÖ istihbarat yapılanmasının olduğu aşikardır.

PKK’ya servis edilen işlerin olduğu ortaya çıkmakta, Gara’da şehit edilen vatandaşlarımızın PKK tarafından bir koz olarak kullanıldığı görülmektedir.

Vatandaşlarımız, yapılan operasyon sırasında PKK tarafından şehit edilmişlerdir.

Bu gibi operasyonların mutlaka artı eksileri olduğu bilinmekle birlikte, vatan için yapılmış olduğu konusunda sanırım hemfikiriz.

Gara da her ne kadar şehitlerimizden dolayı bağrımız yansa da, bu yapılan operasyonda yakın zaman diliminde birçok ülke ajanı bölgede olduğu ve bunların nasıl gebertildiğini de duyduğunuzda şaşırmayın… Vesselam.

Sabri Balaman

Akit TV köşe yazarı