BIST9.540,95%0,11
USD32.5264%0.17
EURO34,8371%0.52
ALTIN2.488,60%1.07

Sn. Erdoğan, duygu seli ve merhametin adıdır

Sabri Balaman

Abone OlGoogle News
26 Ocak 2021 09:50

Kasımpaşa Mahallesinde büyüyen Sn. Erdoğan’ın, 26 Şubat 1954 İstanbul doğumlu olup aslen Rizeli bir ailede yetiştiğini biliyoruz.

Ailesiyle birlikte mütedeyyin bir yaşam biçimi sürdürerek, çevrelerinde kimseyi huzursuz etmedikleri, tüm komşuları tarafından sevilen bir aile oldukları da her zaman söylenir.

Delikanlı Erdoğan’ın hayata dair mücadelesi ve azmi ilkokul, ortaokul derken çevresindekilerin de dikkatini çekmiş, saygılı ve azimli bir genç olarak yetişmiştir.

Elazığ Karakoçanlı komşularının şu sözleri, Erdoğan’ı özetler niteliktedir:

“Biz Erdoğan’ı çok seviyoruz. Büyüklere, arkadaşlarına saygıda kusur etmeyen, Alevi komşularına hürmeten sevgisini eksik etmeyen ender bir genç ve delikanlıdır.”

Bingöl Kiğılılı Hüseyin Amca’nın gözünde o ‘hayırlı bir evlat, asil ve ağırbaşlı bir delikanlıdır.’

Oysa komşuları Kürt, Alevi, Roman, Türk ve dahasıdır Erdoğan’ın… Tam bir Türkiye mozaiğidir yaşadığı bölge.

Erdoğan’ı tanımak adına yetiştiği mahalle kültüründen konuya girmiş olsak da, gençliğidir asıl karakterinin kendini belli etmeye başladığı zamanlar.

Lise ve üniversite yıllarında Türk Talebe Birliği’ndeki çalışmalarıyla da bildiğimiz Erdoğan, hitabet ve diksiyon yeteneğinin de farkındaydı elbet.

Hani üstat; Necip Fazıl Kısakürek demişti, “Mutlu adam, dünyayı bir acı gurbet bilen / öz vatan pınardan, ölümü şerbet bilen.” Sn. Erdoğan sevgisi vatanın evlatlarından geçtiğinin bilincindeydi. Çünkü etrafı sağ ve sol olmak üzere ikiye bölünmüş, çevresinde her gün cinayetler işlenmiş ve bu duruma feryat ederek sakin bir yaşam sürdürme kararı almıştır.

Anne ve babasından aldığı terbiyeyi bir saniye bile aklından, ruhundan ve yaşamından esirgemeyen Erdoğan, hayatını çevresine göre şekillendirmiş, başarılı bir Anadolu karakteridir esasen.

Delikanlı Erdoğan, mahallesinde nam salmış, sağın da, solun da saygısını ve sevgisini kazanmış, yolunu kesenlere bile önce selam vermiştir.

Bir anısı vardır delikanlı Erdoğan’ın:

Bir zıt, solcu bir grup ile karşılaşır. Bu grup, Erdoğan’ın kendilerinden taraf olmasını ister, hatta tehdit diline başvurur. İçlerinden bir Dersimli Alevi duruma karşı çıkar. Erdoğan’ın böyle bir duruma sokulmasına razı olmayacağını söyleyen o Alevi’nin, Erdoğan’ın mahalleden komşusu olduğu öğrenilir.

Hayatı boyunca Alevilere saygı gösteren Erdoğan, karakterinin bir yansıması olarak o gün bunu atlatır.

Erdoğan’ın kendisine karşı beslenen sevgi selinde sağ ve sol olaylarında MSP ile başlayan siyaset hayatını, her gün kendisinden daha umutlu olan Kiğılı Kürt Hüseyin Amca anlatmaya başlar.

Hüseyin Amca’nın her yerde anlattığı ve övgüler dizdiği Erdoğan, ne de olsa mahallesinin genç delikanlısıdır.

Erdoğan’dan, vesayetin hakim olduğu burjuvazi sınıfın egemenliğinde olan siyaset yönetiminde, sıra dışı yetişmiş bir isim olarak bahsediliyor Kasımpaşa’da.

Erdoğan’ın birçok yerde ülkücülükle de kesişmiştir yolları. Ancak buna rağmen, Milli Türk Talebe Birliği’nin kendisinin pişmesine katkı sağladığını bilir ve kendisinin ne sağcı, ne de solcu olarak anılmasını ister.

Zaman zaman keskin siyasi görüşlerle yolları çakışsa da, çizdiği yoldan ayrılmamıştır. Dönemin Beyoğlu kabadayıları dahi Erdoğan’ı tanımış, ahlaki yapısı nedeniyle onu koruma altına almışlardır.

Erdoğan’ı anlamak için günlerce yazsam, yine de anlatamayız. Bu yazdıklarım, bir kahramanın yetişme sürecinin denizde damlası bile olamaz.

1994 yılında Belediye Başkanı seçilen, derin devletin bile engelleyemediği isimdir Erdoğan.

Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde Alevi, Kürt, Roman komşularını hiçbir zaman unutmayan isimdir Erdoğan.

Başkanlığı sürecinde sosyal tesisleri halka açarak, halkın şikâyetlerini dinleyen Erdoğan’ın önünü bir gün Çamlıca Sosyal Tesisleri’nde bir grup bayan kesti.

Alevi olduğunu ve kendisine üniversite bursu çıktığını, ancak arkadaşına çıkmadığını söyleyen genç kızı dinleyen Erdoğan, arkadaşı için de yardım isteyen kız için nasıl ağladıysa, öyle de mücadele etmiştir eşitlik adına.

Şahsıma ait bir anıdaysa, bir gün Erdoğan’dan ceketini istemiştim. Kendisi de bana, ceketini ne yapacağımı sorarak “Ne yapacaksın ceketimi, benim bedenim büyüktür Sabri” dedi. O gün ‘Hatıra’ diye o ceketi alırken, belki bir başbakanın ceketini alıyorum diye mırıldanmıştım içimden.

Erdoğan, aslında o dönemlerden Reis olmuştu bizler için.

Erdoğan’ı bugün, çapsız muhalefetin anlayabileceğini sanmıyorum.

Milletin değerleri ile oynayan bazı siyasilerin adamcılık üzerinden bir yerlere verdikleri mesajlar karşılıksız kalıyor ancak umudunu halen Erdoğan’a bağlayan milyonlar var. Sorarım sizlere kaç kişinin gönlünü kazandınız siyasi karakter figürleri..

Erdoğan’dan başka alternatifin olmadığını da unutmayalım. Erdoğan’ın ahlaki bir değer olduğunu bu millet iyi bilir. Erdoğan düşmanlığı üzerine siyaset yapan çapsızlar, canlarınız pahasına Erdoğan’a düşmanlık yapmayın, milletin değerlerine saygı duyun. Vesselam…

Sabri Balaman

Akit TV köşe yazarı