BIST9.693,46%1,77
USD32.5355%0.02
EURO34,7190%0.09
ALTIN2.499,53%0.61

Niçin tökezledik ya da ‘yeniden başlamak’ -1-

Prof. Dr. Ömer Özyılmaz

Abone OlGoogle News
20 Ocak 2020 09:45

Dava, kolektif hafıza, misyon ve vizyon bağlamında

AK Parti’nin yapması gerekenler

Daha önce, Ak Parti’nin, teşkilatlarının değişim, iyileştirme ve geliştirilmesine yönelik olarak, kardeşlik görevimizi yaptık ve bu husustaki düşüncelerimizi onlarla ve kamuoyuyla paylaştık. Şimdi önemli daha temel konulardaki düşüncelerimizi de sunmağa çalışacağız. Teşkilatlar ve onların geliştirilmesine yönelik olarak yazdıklarımız, binanın kargası ise, bugün ve sonrasında yazacaklarımız binanın temeli ve özüdür. Bugün DAVA konusunu işleyeceğiz.

1- DAVA:

Bilindiği gibi Ülkemizde İslamcıların Davası: orijinal, yeni ve yenilikçi bir anlayışla öze dönüş, bir yeniden diriliş, özü ve kendini geliştirme ve tarihteki rolünü yeniden üstlenme davasıdır.

Ülkemizin ve dünyanın en güçlü ve nitelikli partisi olan Ak Parti, başka türlü değerlendirmeler olsa dahi, aslında O, hem kutlu davanın çağdaş yüklenicisi ya da üstlenicisi, hem de Ülkemizin-gönül coğrafyamızın ve mazlum milletlerin umut kaynağıdır. Yani:

Ak Parti, yedinci asırdan itibaren ‘devletlerin itina ile yaptığı hizmetleriyle’ baş üstünde gelen Kutlu İslami Yürüyüş’ün, 19.yüzyıldan sonra zorunlu olarak evrilen, gönüllü teşekküller (İslamcılık) döneminin, şu an için yeryüzündeki en önemli ve en ciddi temsilcisidir.

Ak Parti, İslamcılık dönemi içinde, Mehmet Akif’le başlayan, Üstat Necip Fazıl’la yoluna devam eden, İskender Paşa ile ‘irfan’a ulaşan, Necmettin Erbakan’la yerli ve Milli tasarımlarla oluşturulan, Tayyip Bey’le ‘güç’ ve evrensellik boyutları kazandırılan Çağdaş İslami Yürüyüş’ün, yeryüzündeki en büyük gücü ve umududur.

Ak Parti, Allah’ın yardımı ve Milletin desteği ile içeride hem vesayet sistemi ve onun siyasi kolu olan CHP’ye karşı mücadelede, hem de yasal sınırlar içerisinde kalıp, sistemi değiştirip dönüştürüp milletin çizgisine çekmede Milletimizin güvencesidir. Dışarıda da hem emperyalizm ve onun zalim ve gaddar kolu siyonizme karşı, gönül coğrafyamız ve mazlum milletlerin umut kaynağı ve koruyucusu, hem de ‘one minute’ ve ‘Dünya beşten büyüktür’ süreciyle başlatılan, emperyalist yapılanmayı değiştirmenin aktif gücü ve dinamiğidir.

Ak Parti, asırlardır elimizden kaçırıp uzağına düştüğümüz bilim ve teknolojideki ilerlemeleri, ekonomi ve siyasetteki etkinliği, ticaret ve sanayideki girişkenliği, tarım-hayvancılık ve endüstrideki üretim ve inovasyonu kendisiyle yakalayacağımız, bu alanlarda yeniden var olduğumuzu herkese göstereceğimiz, kendisiyle Güzel Ülkemizi ve hinterlandımızı kalkındıracağımız, bizi geleceğe taşıyacak olan önden çekici gücümüzdür.

Ak Parti, böylece bir yandan manada ve maddede, bir yandan da Ülkemizde, gönül coğrafyamızda ve dünyada çok önemli bir makamı doldurmakta, hem DAVA’nın, hem de Milletimiz başta olmak üzere, her türlü emperyalizme direnen milletlerin güvencesi ve umut kaynağı olma durumuna yükselmiş bir partidir.

Milletimiz tarafından kendisine böyle bakılan, görülen ve bunun için de çok sevilen Ak Parti’nin aslında kimliği budur.

İslami Yürüyüş’ün kendisi, Ülkemiz, gönül coğrafyamız, mazlum ülkelerin halkları ve tarih de, O’nu böyle ulvi ve onurlu bir noktada konumlandırmış bulunmaktadır.

Ak Parti’nin de bu kimlikten şeref duyduğuna ve kendisini bu davaya adayacağına yürekten inanıyorum.

Aslında bu kimlik, O’nun dinamik gücüdür, enerji kaynağıdır, ‘ötelerden özel yardım alma’ hususunda onur belgesidir.

Bununla beraber Ak Parti, belirttiğimiz bu asli görünüşüyle ve kendisine yüklenen misyonuyla, bugün kitlelere vermiş olduğu imaj, görünüm ve algılanmasını araştırıp, inceleyip yeniden gözden geçirmeli, eğer arada fark varsa, onu da ortadan kaldırmalıdır. Sonra da açık ve net olarak kendisini böylece tanımlamalı, takdim etmeli ve bundan sonraki bütün ‘yapılanması’ politika ve uygulamalarını yeniden buna göre düzenlemeli ve geliştirmelidir.

Şimdi önümüzde iki yol var: Ya Ak Parti, bu 19 yıllık çalışmalarından da dersler alarak, herkesi şemsiyesi altına almak, kucaklamak, teşvik etmek ve hakkını vermek kaydıyla, yeniden ‘Dava’yı ve Dava Adamlarını esas alan bir yapılanmaya gidecektir, ya da Allah korusun, bundan sonra bu milleti yeniden zor günler bekleyecektir.

Belli bir yaşa ve olgunluğa ulaşmış olan Ak Parti’nin, birinci şıkkı seçeceğine yürekten inanıyorum. Bunun dışındaki uzak, yakın herhangi bir seçeneği, ‘güneşi bir avucuna, ayı da bir avucuna koysalar’, yine de asla dönüp bakmayacaktır ve davasına sahip çıkacaktır, diye inanıyor ve düşünüyorum.

Şimdiye kadar, halkımızı, siyasal partileri, sistemi ve dünyayı etkilemek için gece gündüz durmadan çalışan ve bu hususta başarılı olan İslamcı kadrolar ve halkımız da, şimdi Hz. Ömer’in arkadaşları gibi, kendi kardeşlerini (partisini) etkilemek için çalışacak ve inşaallah bunu da başaracaktır. Buna olan inancım tamdır. Allah yar ve yardımcımız olsun

Yarın devam edelim

Prof. Dr. Ömer Özyılmaz

Akit TV köşe yazarı