BIST9.712,81%0,70
USD32.5159%-0.12
EURO34,8197%-0.12
ALTIN2.428,49%-0.07

Tarihimizde az bilinen 110 yıllık bir darbe girişimi

Mustafa Armağan

Abone OlGoogle News
18 Ağustos 2022 08:45

1859 yılındaki Kuleli Vakası’yla başlayan ve FETÖ’nün 15 Temmuz’daki işgal teşebbüsüne bağlanan darbe tarihimizin içinde nice dramlar yaşanmıştır. Bunlardan biri de 110 yıl önceki Halaskâr Zabitan denilen subayların hükümet deviren muhtırasıdır.

Osmanlı Devleti’nde 1908 Meşrutiyetinden itibaren başlayan İngiliz-Alman rekabetinin tezahürlerinden biri de Halaskâr Zabitan (“Kurtarıcı Subaylar”) Grubu denilen bir oluşumun muhtırasıdır. Hadise şöyle cereyan etmiştir:

Almanlar İttihat ve Terakki Partisi’ni desteklerken İngilizlerin arkasında durduğu siyasî oluşum, Hürriyet ve İtilaf Fırkası’dır. 1 Aralık 1911’de kurulan muhalif Hürriyet ve İtilaf Partisi 13 ay sonra, 18 Ocak 1912’deki genel seçimlerin (“sopalı seçimler” diye meşhurdur) dürüst yapılmadığını gerekçe göstererek muhalefetini sertleştirir. Seçimlerde alenen hile yapılmış, hatta seçmenlere dayak atılmış, bu sebeple korkan muhalif seçmenler sandığa gidip oyunu kullanamamış, bu yüzden İttihat ve Terakki Partisi 270 milletvekili çıkarmayı başararak Meclis-i Mebusan’a çökmüştür. (Benzer bir seçimi 1946 yılında tekrar yaşayacaktık.)

Buna itiraz eden pek az milletvekili çıkarabilmiş olan İtilafçılar ve onları destekleyen İtilafçı subayların teşkil ettiği Halaskâr Zabitan Grubu bu defa İttihatçılara karşı Manastır’da dağa çıkararak bir isyan hareketine girişmişti (21 Haziran 1912). Bunun üzerine Sadrazam Said Paşa ile Alman taraftarı Harbiye Nazırı Mahmud Şevket Paşa istifa edecekti.

Bununla yetinmeyen Grubun İstanbul’daki ayağı 18 Temmuz 1912’de toplantı halindeki Askerî Şura’ya “muhtıra” vermek suretiyle hileli ve sopalı seçimlerle kurulan Meclis-i Mebusan’ın dağıtılmasını ve Sadrazamlığa Kâmil Paşa’nın, Harbiye Nazırlığına ise Nazım Paşa’nın getirilmesini istedi. Her iki paşa da İngiliz taraftarı olarak bilinirdi.

Gelin görün ki, muhtıranın Kâmil Paşa şıkkı kabul edilmedi. Sadrazamlığa 93 Harbi’ndeki Kars Müdafaasıyla meşhur olan Gazi Ahmed Muhtar Paşa getirildi. Onun başkanlığında Kâmil Paşa ile Hüseyin Hilmi Paşa gibi eski Sadrazamları bünyesinde topladığı için “Büyük Kabine” denilen hükümet kurulmuş, Harbiye Nazırlığına İngilizciliğiyle tanınan Nazım Paşa getirilmişti.

Böylece Halaskâr Zabitan’ın bu isteği gerçekleşmiş oluyordu, diğer istekleri olan Sadrazamlığa uygun gördükleri Kâmil Paşa da Sadrazam olmasa da hiç değilse bakan yapılabilmişti. Böylece tarihler 21 Temmuz 1912’yi gösterirken görünüşte bir kısım subayların baskı ve muhtırasıyla bir hükümet değişikliği yaşanmıştı. (Aslında ise İngilizlerin istediği oluyordu.)

Lakin yeni hükümet henüz üçüncü ayını doldurmadan çıkan ilk Balkan Harbi Osmanlı Devleti açısından büyük bir felaketle sonuçlandı. Edirne dahil bütün Balkan toprakları kaybedildi (Edirne ancak 1913 Temmuzunda Bulgar ve Yunan ordusunun birbirine düşmesi üzerine geri alınabilecekti).

“İttihatçı” ve “İtilafçı” diye ikiye bölünmüş olması ordunun birliğini bozmuş, bu da Balkan Harbi’nde Sırbistan, Karadağ, Yunanistan ve Bulgaristan gibi küçük devletler karşısında alınan yenilginin ana sebeplerinden birini oluşturmuştu.

Savaşın kaybı, Ahmed Muhtar Paşa kabinesinin de sonu oldu. Yeni kurulan hükümetin başına ise bir önceki kabineye Şûrâ-yı Devlet (Danıştay) reisi sıfatıyla giren İngiliz taraftarı Kâmil Paşa getirilecekti (29 Ekim 1912). Ancak bu hükümet de, Enver ve Yakup Cemil beylerin başını çektiği Babıali Baskınıyla silah zoruyla istifa ettirilecek (23 Ocak 1913) ve ülke I. Dünya Savaşı’na İttihatçılar eliyle sokuluncaya kadar darbe ve karşı darbelerden hasar ala ala ilerleyecekti.

Darbe deyip geçmeyin. Sahnenin gerisindeki suflörlerin kimler olduğunu bugün dahi görmüyor muyuz?

Mustafa Armağan

Akit TV köşe yazarı