BIST9.645,02%-0,50
USD32.5807%0.18
EURO34,8829%0.74
ALTIN2.440,18%0.30

Erdoğan susarsa Türkiye susar

Murat Alan

Abone OlGoogle News
03 Aralık 2021 07:02

Türkiye’de yayın yapan tek televizyon kanalı TRT’ydi..

Biri, ikisi, üçü de çıktı ama hepsi aynıydı..

Hepimiz mecburduk izlemeye, özel kanallar yoktu çünkü. Televizyonların neredeyse tamamının siyah beyaz olduğu dönemdi..

Ramazan ayında dostlar alışverişte görsün diye dini programlar yapılır..

Aması, fakatı bol sorularla dolu yorumlarla dinleyenler zehirlenirdi.

Az biraz imanı zayıf biri ağlarına takıldıysa eyvah..

Yayın sonunda “acaba?!” deyip İslam’ı sorgulamaya başlardı.

Kantarın topuzu öyle kaçmıştı ki, hiç unutmuyorum, bir gün iftar öncesi yemek programında kek tarifi veren muhterem, “dedelerimizin rakı bardağıyla bir ölçek un ekleyelim” deyince, babam “Ohaa, çüşşş, yuh” demişti.

Pazar günü Anadolu insanı evinde oturup ailece televizyon izleyeceği vakit, opera ya da bale yayınlanırdı.

Medeniyetin tayt giyip fındık kırarak geliştireceğini zanneden hasta kafa, bize bale dayatırdı.

Ya oturup fındık kıran balesini izleyeceksin ya da televizyonu kapatacaksın..

Biz kapatmayı seçerdik..

Türkiye’nin kahir ekseriyeti de bizim gibi yapıyor olacak ki, kimse izlemezdi TRT’yi..

Rahmetli Özal döneminde özel kanallara izin çıktı.

Ölçümleme sistemi devreye girince anlaşıldı ki, artık TRT çalışanları bile TRT’yi izlemiyordu.

CHP/SHP’lilerin çocuklarının kadrolaştığı kanalın giderleri, gelirlerinden çok çok fazla olduğu için kaynak arayışına gidildi. 1984’te bir formül bulundu.

Tek taraflı ya da karşılıklı iletişim kurulan her cihaza belli bir ücret karşılığında TRT bandrolü yapıştırılmasına karar verildi.

Bu bandrolden elde edilen gelir TRT’ye aktarıldı.

CHP/SHP’de hayat bulan operacı kafa TRT payından çok memnundu. Yıllarca fındık kıran balesini finanse ettik durduk.

Ta ki AK Parti Hükümeti gelene kadar, TRT özüne dönüp vatan-millet hassasiyeti güden yayınlar yapmaya, dünya çapında izleyici kitlesi elde eden diziler çekmeye başlayınca işin rengi değişti.

Dedelerinin rakı bardağıyla bizi keklemek isteyen kafa, “TRT payı kaldırılsın, izlemediğim kanala para veriyorum”, “tarafsız yayın yapmıyor” demeye başladı.

Kısmen haklılar aslında. Artık TRT’nin bu gelire ihtiyacı yok. Çünkü TRT ana haberiyle ve iç yapımlarıyla izlenme rekorları kıran bir kanal.

İşte o sürekli dert yandıkları TRT payı önceki gün kaldırıldı.

Ama ne Cumhuriyet’in, ne Sözcü’nün, ne de Birgün’ün 1. sayfasında bu haberi göremedim.

“TRT payı kalktı elektrik faturası azalacak” demediler; onun yerine başka bir TRT haberini manşete çekip sinsi bir algı operasyonu çektiler.

Başkan Erdoğan’ın TRT özel yayına konuk olması sonrası doların yeniden arttığını iddia ettiler.

Bakın ima ettiler demiyorum, iddia ettiler diyorum..

“Erdoğan konuştu dolar fırladı” diyorlar.

Okyanusun ötesindeki efendilerinin bir telkini var, muhalefet de medyasıyla birlikte o telkine uygun hareket ediyor.

CHP ve İP’li yöneticiler “Erdoğan konuşunca dolar artıyor”, “Erdoğan susarsa dolar düşer” diyerek Başkan Erdoğan ve kitlesini birbirinden koparmaya çalışıyor.

Rahmetli Özal’ı Çankaya’ya hapsedip susturmak isteyenler, bugün Başkan Erdoğan’ın da Beştepe’den çıkmaması, gerçekleri halkıyla paylaşmaması için algı operasyonu çekiyor.

Düşünsenize, İkinci Kurtuluş Savaşı içindeyiz dediğimiz şu günlerde, ülke döviz silahıyla ezilip yok edilmek istenirken, savaş kararı almış başkomutana, “Sus ve kışlada otur, sen konuşup ordunu motive ettikçe düşman daha çok kızıyor ve daha fazla saldırıyor” diyorlar.

Başkan Erdoğan’ı susturmak isteyen faiz baronları da, sırf sömürge valisi olabilmek adına, istiklal ve istikbal mücadelesi veren bir ülkeyi yıkmayı göze alan yerli maşalar da şunu çok iyi biliyor; Başkan Erdoğan konuşunca milyonlar rahatlıyor..

İşte bu sebeple Başkan hep konuşsun, hiç susmasın..

Hatta 17-25 Aralık sonrası yaptığı gibi, Türkiye’nin dört bir yanında mitingler düzenleyerek, oynanan oyunu ilk ağızdan halkına aktarsın.

Çünkü Başkan Erdoğan konuşunca, “buna da dayanırız” diyoruz..

Çünkü Başkan Erdoğan anlatınca, “soğan ekmek yeriz, yine de boyun eğmeyiz” diyoruz.

Çünkü Başkan Erdoğan kükreyince, zihnimizdeki “ama”, “fakat”, “lakin”lerden kurtuluyoruz.

Çünkü Başkan Erdoğan söyleyince, kudurduklarını, delirdiklerini görüyoruz.

Selâmetle..

Murat Alan

Akit TV köşe yazarı