BIST9.722,09%0,80
USD32.5519%-0.05
EURO34,9393%0.25
ALTIN2.420,76%-0.10

Alın size “vebal” hem de en büyüğünden..

Murat Alan

Abone OlGoogle News
24 Eylül 2021 09:13

Evvela hatırlatayım, bu bir tarih yazısı değildir!..

Bundan tam 200 yıl önce..

Yer Tripoliçe..

Yani Mora Yarımadası, 90 binden fazla Müslüman Türk’ün yaşadığı Osmanlı toprağı..

Osmanlı, Balkanlar’daki kargaşayla uğraşmaktadır. Ordu tarafından Eflak’tan sürülen Rum çeteler Mora’ya doğru hareket edip, Olimpos dağına yerleşir..

Uygun bir zemin bulup bölgedeki Rum dağ köylerinden militan toplarlar.

5 ayın sonunda da İngilizlerin silah ve teçhizat desteğiyle harekete geçme kararı alınır.

Tarihe Mora İsyanı ya da Büyük Yunan İsyanı olarak kaydedilir.

Kaydedilir diyorum, çünkü dönemin batılı devletleri bir katliamı bizim tarih kitaplarımıza dahi isyan diye kaydettirmiştir.

Tarihin en büyük katliamlarından birinin eşiğinde olan Mora’daki Tripoliçe şehri, 5 ay boyunca 50–60 bin Rum tarafından aralıksız kuşatıldı.

Rum çeteler, Tripoliçe’de saldırı boyunca meydana gelen en büyük katliamlardan birini gerçekleştirdi.

Şahit olanların kanının donduran saldırılarda, şehirde bulunan Müslüman Türklerin 40 bine yakını 3 gün içinde vahşice öldürüldü.

Kin dolu Rumlar, Türk mezarlığını dahi kazıp, kemikleri çıkarıp yaktılar.

İsyancılar, kuşatma esnasında Türklere gayret vererek isyana karşı koymaya teşvik eden Tripoliçe Kadısı Halim Efendi’yi de üzerine yağ döküp yakmak suretiyle katlettiler.

Tarihçi William St. Clair’in, That Greece Might Still Be Free The Philhellenes in the War of Independence isimli kitabında, yabancı subayların anlatımlardan yola çıkılarak soykırım şöyle anlatılıyor:

“10 bin üzerinde Türk öldürüldü. Paralarını sakladığı şüphe edilen tutsaklara işkence edildi. Kolları ve bacakları kesildi ve ateşin üzerinde yavaş yavaş kızartıldılar.

Hamile olan kadınların karınları kesildi, kafaları kesildi... Cumadan pazara kadar, hava çığlık sesleriyle doluydu..

Bir Yunan “90 kişiyi öldürdüm” diye övünüyordu.

Yahudi topluluğu sistemli bir şekilde işkenceden geçirildi....

Haftalarca aç bırakılan Türk çocukları çaresiz yıkıntıların arasında koşarken Yunanlar tarafından yere atıldılar sonra vuruldular. Su kuyuları cesetlerle dolduruldu. Mora’daki isyan, öldürülecek Türk kalmayınca son bulmuş oldu.”

Bunlar da İngiliz tarihçi Walter Alison Phillips’in kaleminden, “Üç gün boyunca şehrin sakinleri, bir vahşi çetenin kötülüğüne ve keyfine bırakıldı.

Yaş ve cinsiyet ayrımı yapılmadı.

Kadınlar ve çocuklar, öldürülmeden önce işkencelere tabî tutuldu.

Katliam o kadar büyüktü ki, Kolokotronis, kapıdan hisara kadar atının ayaklarının yere hiç dokunmadığını söyledi.

Şehirdeki Yunan zaferinden sonra yol kenarları cesetler ile doldu. Kadınların ve çocukların bulunduğu Müslüman kitleleri, yakınlardaki dağlarda sığır gibi doğrandı.”

Katliamın mimarlarından Theodoros Kolokotronis ise anılarında sadece 32.000 kişinin katledildiğini, bunun bir soykırım olmadığını söyleme küstahlığında bulundu.

Tripoliçe’deki 90 bin kişilik Türk varlığı bir anda son buldu.

İşte dün, o vahşetin yıl dönümüydü!..

23 Eylül 1821’de dünyanın geri kalanı tarafından arkalarından gözyaşı dökülmeden ve fark edilmeden aniden yok oldular.

Acımasızca katledildiler ve katilleri hiçbir zaman pişmanlık dahi duymadı.

O katliamın yaşandığı hafta İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Yunanistan’daydı.

Çünkü Yunan tarafı bu haftayı özellikle seçti!

Ekrem Bey, Türkiye’nin Akdeniz’deki politikasından bahsetti. Yunan-Türk dostluğundan dem vurdu ama 90 bin Müslüman Türk’ü anmadı.

Yunanistan’ın eski başbakanları Yorgo Papandreu’dan Aleksis Çipras’a kadar kim varsa hatırladı ama üzerine yağ dökülüp yakılan Tripoliçe Kadısı Halim Efendi’yi hatırlamadı.

Atina Belediye Başkanı Kostas Bakoyannis’le birlikte Akropolis’i ziyaret etti.

“Kostas, hemen şu aşağıda 10 binlerce Türk’ü katlettiğiniz alanı da bir ziyaret edelim” demedi..

Yunan Gazetesi Greek City Times da başlık attı, “Ekrem İmamoğlu, atalarının binlerce yıl önce Atina’da inşa ettiği eserleri ziyaret etti.”

İmamoğlu ve ekibinden ses çıkmadı..

Çıkamaz da, ama zaten tepkim onlara da değil!

Ancak “Vebali büyük olanla ittifak olmaz” diyen arkadaşlara iki çift sözüm var..

Umarım, şaşmaz terazinin kurulup noksansız hukukun işletileceği o hesap gününde, kızgın yağ dökülüp yakılan Tripoliçe Kadısı Halim Efendi ve katledilen 10 binlerce Müslüman’a da anlatabilirsiniz o büyük vebalinizi..

Selametle..

Murat Alan

Akit TV köşe yazarı