BIST9.524,59%-0,06
USD32.5215%0.16
EURO34,7288%0.21
ALTIN2.497,81%1.44

ABD silah vermiş.. PKK katletmiş.. SHP (CHP) aklamış..

Murat Alan

Abone OlGoogle News
12 Ağustos 2022 09:40

Tam 29 yıl sonra Başbağlar katliamına ilişkin iddianame yeniden hazırlanıp mahkemeye gönderildi. Yeniden diyorum çünkü bu ikincisi..

Daha önce CHP-SHP’lilerin yargıyı ele geçirdiği dönemde bir iddianame daha hazırlanmış, dosya taa İzmir’e gönderilmişti.

Niye İzmir?

Erzincan’da mahkeme mi yoktu?

Vardı elbette, Erzincan Ağır Ceza hemen komşusu Erzurum’da özel yetkili ya da eski adıyla Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) dahi vardı ama SHP (CHP) emir buyurdu, “dosya tez İzmir’e gönderile..”

Sivas olaylarına ilişkin davada nasıl ki Sivas yerine önce Kayseri DGM’ye orada dönemin CHP/SHP’li Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın girişimi ile Ankara’ya taşındı ise, aynı güç devreye girip Başbağlar Davasını da İzmir’e taşıdı.

Gariban vatandaşımız duruşmalara gidemesin, haklarını arayamasınlar diye..

Gidebilenler de ayağındaki çarık, terlik yüzünden mahkeme heyeti tarafından aşağılandı.

Sorun, davada mağdurların avukatlığını yapan cefakar hukukçularımız Cüneyt Toraman ve Hüsnü Tuna ağabeye..

Neler neler anlatacaklar..

Soruşturma aşamasında adeta Erzincan’ı kamp yerine çeviren SHP’li vekillerin karakollardan nasıl sanık kurtardığını, yakalanabilen bazı sanıklarında mahkemede nasıl aklandıklarını.

Tanık ifadesiyle teröristlere yardım ettikleri belirlenen sivillerin, daha sonra “duruşmalara gelip giderken tarlamı az suladım” diyerek, eksik gelir elde ettiği iddiasıyla devletten tazminat dahi aldıklarını..

Babasını, evladını kaybetmiş bir Başbağlar anasının, ayağındaki terliği beğenmeyen hakim bey tarafından fırçalandığını..

Öyle ya, sen hakim beyimizin huzuruna terliğinle, üstelik yırtık çorabınla nasıl çıkarsın!?

CHP bu.. Aşık Veysel’in tipini, kıyafetindeki yamaları beğenmeyip Ankara’ya sokmayan CHP bu..

Sana mı imtiyaz tanıyacak!..

İşte o dava AK Parti Türkiye’sinde bizim de yaptığımız haberler sonrası yeniden açılıyor.

Erzincan Cumhuriyet Savcısı İrfan Alper 29 yıl sonra büyük bir gayret göstererek soruşturmayı tamamladı.

Seyfi Oktay yargısının bulamadığını Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı buldu.

29 yıl sonra böylesine korkunç bir vahşet hakkında önemli bilgilere ulaşıldı..

Hem de ne önemli..

Düşünün, resmi kurumların saldırıyı 12 saat sonra haber aldığını zannediyorduk.

Meğerse gece 03.00’da Jandarma haberdarmış.

İddianamede Başbağlar katliamında yakınlarını kaybeden Hafize Çelik’in ifadesine yer veriliyor.

Gece 03.00 sıralarında jandarmaya telefon ettikleri, telefondaki şahsın kendilerine “bu saatte askerin bölgeye gelemeyeceği” cevabını verdiği belirtiliyor.

Oysa bugüne kadar teröristlerin cinayetleri işleyip köyü ateşe vermesinden saatler sonra jandarmaya haber verildiği zannediliyordu.

O dönem tutulan tutanağa göre, saldırıdan 12 saat sonra haber alındığı, haber alınmasından 4 buçuk saat sonra da olay yerine intikal edildiği ifade ediliyordu.

Bir başka çarpıcı detay daha var, soruşturma savcısı İrfan Alper’i tebrik etmek lazım.

Ele geçirilen boş kovan ve katledilen köy sakinlerinin bedenlerinden çıkarılan mermi çekirdeklerinin hangi silahtan atıldığına ilişkin de bir inceleme yapılmış.

Sıkı durun..

Kullanılan silahlardan bazıları Amerikan yapımı..

Başbağlar katliamındaki “Amerika parmağını” yakalayan savcılığın hazırladığı 2022/1785 Esas, 2022/254 sayılı iddianamede şu ifadeler yer alıyor: “07/05/1994 günü Tunceli ili, Pülümür ilçesi, Senek Köyü civarında PKK terör örgütü ile çıkan çatışma sonucu ölü olarak ele geçirilen 22 adet teröristin üzerinden çıktığı bildirilen ‘FS I 601736’ seri numaralı 5.56 mm çapında, ABD yapısı otomatik tüfeğe ait olduğu bildirilen 5.56*45 mm çapında 3 adet mukayese kovanın, Başbağlar Katliamı sonucu ele geçirilen 5.56*45 mm çapındaki 17 adet kovandan 12 adedi ile irtibatlı olduğu dolayısı ile bu 12 adet kovanın ‘FS I 601736’ seri numaralı otomatik tüfek ile atıldığının tespit edildiği...

“Ne var bunda, ABD PYD’ye tonla silah veriyor” diyebilirsiniz ama 1993’te PKK’nın elinde Amerikan silahı yoktu.

Rus ve eski Sovyet ülkelerinden temin edilen silahlar vardı.

Belli ki derin güçler silahların yeni ve etkili olmasını istemiş.

Seyfi Dede yargısının bulamadığı sanıklar da teker teker saptanmış. Ve bir başka şok edici gerçeğe ulaşmış Başsavcılık.

Eylemi gerçekleştiren PKK’nın sözde grup sorumlusu Orhan İlbay (Isa Kod) ile Raif Eryılmaz (Cuma Kod)’un 1994 Mart ayında, yani katliamdan 9 ay sonra Dr. Baran Kodlu terörist tarafından infaz edildikleri tespit edildi.

Doktor Baran da aynı yılın sonunda Abdullah Öcalan’ın talimatıyla infaz edildi.

Derin çete PKK ile iş tutmuş. Dönemin jandarması uyumuş, Amerika silah göndermiş, SHP sanıkları aklamış, ötme ihtimali olan maşaları da PKK susturmuş.

Şimdi biz bunları nereden öğreniyoruz?

Yerden yere vurulan, “sarayın yargısı” denilerek itibarsızlaştırılmak istenen namuslu yargı mensuplarından. Allah sayılarını artırsın.

Selametle..

Murat Alan

Akit TV köşe yazarı