Enerji Bakanı olduğu dönemde, teknoloji transferiyle gaz ve petrol aramalarına hız veren..

Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde, hayati sondaj gemilerinin satın alınması için kaynak oluşturan Berat Albayrak beyin istifasını, gece yarısı değil de sabah haber yapılmasını sindiremeyen bir Türkiye Gazeteciler Cemiyetimiz vardı..

Cemiyetimiz dediğime, sonundaki aidiyet ekine aldırış etmeyin..

Lafın gelişi işte..

CHP zihniyeti tarafından ele geçirilip istismar edilmiş cemiyet, dernek, vakıf, oda, borsa, barolara karşı asla bir aidiyet hissimiz olamaz.

Böyle bir “cemiyet” ile uzaktan yakından ilişkimiz bulunamaz şerhini düşüp devam edelim..

Berat beyin istifasından sonra, bu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) bir metin yayınlamıştı.

“Gazetecilik otosansür uygulamak değildir” demişti.

Metinde, “Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 8 Kasım 2020 Pazar akşamı resmi sosyal medya hesabı üzerinden bir mektup yayınlayarak istifa etmesi, kendilerini‘merkez medya’ olarak niteleyen televizyon kanalları ve gazetelerde haber olarak yer bulamamıştır. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne aykırı davranmışlardır.

Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin Gazetecinin Temel Görevleri bölümünün D maddesine göre gazeteci; halkın bilgi edinme hakkı uyarınca, haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüğünü kullanırken kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçekleri çarpıtmadan aktarmak zorundadır.

Bu amaçla her türlü sansür ve otosansürle mücadele eder. Gazeteci, önce halka ve gerçeğe karşı sorumludur. Bu sorumluluk kamu otoriteleri ve işverenine olan sorumluluklarından önce gelir” ifadelerine yer verilmişti.

Peki gerçekten de otosansür mü uygulandı?

Hayır tabii ki, sabah herkes gibi biz de bu konuyu konuştuk. Gazetelerimiz manşet ya da sürmanşet olarak kendi bakış açılarından bu meseleyi irdeledi..

Biz sansürcü değiliz, otosansürcü hiç değiliz dedik..

Ve ekledik..

Ama siz ikiyüzlüsünüz ve CHP’nin şakşakçısısınız..

İşte o ikiyüzlüğü ortaya koyan bir gelişme yaşandı..

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, eski eşi Özge Pomen ve yeni eşi Tuba Torun’un da dahil olduğu skandal bir mesele faş oldu.

İçeriğe girmek istemiyorum..

“Tuba 50 kişiyle yattı ama 4 senedir ehli namus” gibi ahlaksızca ifadelerin hesabını yeni eşi sorsun..

Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka tepki göstersin..

Amerika’dan “en cesur kadın ödülü alan” Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü konuşsun..

Ki; Canan Güllü, İsmail Küçükkaya’nın eşini darp ettiğine ilişkin haberler havada uçuşurken, televizyon izlemediğini, gündemden kopuk olduğunu, kovid testine gittiğini söylüyordu.

Belki şimdi televizyonu açıktır, bu rezaletlerden haberdardır!..

Ama dedim ya, meselenin bu kısmı beni ilgilendirmiyor..

Biz olayın TGC boyutuna bakalım..

Ahlaksızlık, parayla vekil olunduğuna ilişkin konuşmalar, torpil ve adam kayırmacılığın deşifre olması üzerine, CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Tuba Torun ve Aykut Erdoğdu partiden istifa etti..

Dünkü gazetelere bakın!..

Sözcü’de nerede bu haber?

Karar, Cumhuriyet, Birgün, Yeniasya niye vermemiş bu haberi?

TGC az biraz ses versene..

Sizin şu Hak ve Sorumluluk Bildirgesi ne oldu?

“Gazeteci; halkın bilgi edinme hakkı uyarınca, haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüğünü kullanırken kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçekleri çarpıtmadan aktarmak zorundadır” ifadesini yuttunuz mu?

CHP’nin beslemelerinde bu haber niye yok?

Nasıl bir otosansür çarkı kurmuşlar?

Sözcü, bilmem kaç “milyon satıyoruz” diyordu..

Cumhuriyet, “en güvenilir gazete biziz” haberi yapıyordu..

Bu gazetelerin sözde “milyonlarca” okuru, CHP’de patlayan kanalizasyondan haberdar olmasın mı?

“Gazeteci, önce halka ve gerçeğe karşı sorumludur. Bu sorumluluk kamu otoriteleri ve işverenine olan sorumluluklarından önce gelir” diyordunuz TGC yöneticileri..

CHP Genel Başkanı “derhal istifa etsinler” demiş. İkisi de istifasını açıklamış..

Parti çalkalanıyor..

Nasıl bir habercilik anlayışınız var ki, 1. sayfadan tek satır gören yok..

Eskiden CHP korosu; “iftira”, “bu yalanın yargıda hesabını soracağız” şeklinde kaçamak açıklamalar yaparlardı.

Sizinkiler de olayı değil, o olaya verilen tepkiyi haber yapıp günü kurtarırdı..

Artık o da yok demek ki..

Gizli bir otosansür yasası mı var besleme medyada?

Yoksa yüzleri köseleye döndüğü için mi aldırış etmiyorlar?

Alooo.. Kime diyorum!..

Ses ver TGC.