Kıymetli okurlarım son günlerde kandilli rasathanesi tarafından açıklanan,İstanbul’da,Silivri,Kumburgaz,Büyükçekmece,segmentinde meydana gelen olağan dışı hareketlilik paniğe yol açarken.Eş zamanlı olarak İzmir civarında yaşanan deprem fırtınası sonucu adeta telefonlarım kilitlendi diyebilirim.Merak edenler içn ,bu gibi konularda anlık deprem risk bildirimlerimi,youtube kanalım,(afet yönetimi platformu)sitemden yapıyorum.

İnsanlarımız pandemi psikolojisiyle acaba birde deprem mi olacak ?

Endişesiyle doğru bilgi alabilmek için uzmanların görüşlerine başvurdular !

Bense gelişmeleri sakinlikle takip edip anlı şanlı hocaların zaten ben söylemiştimle başlayan açıklamalarını birazda tebessümle izledim.

Zira,son 22 yılda meşhur olan bu hocalar,şöhretinde kendilerine kattığı özgüvenle adeta halkımızı korkutmak konusunda yarıştıklarını söyleyebilirim.Oysa dünyada önem verilen,fayların nereden kırılacağı,kaç km derinde kırıldığı falan değildir.Bunlar Jeofizik Mühendisliği bölümü sismoloji anabilim dalını ilgilendiren konulardır.

Halkın merak ettiği konu ise hep aynıdır.İnsanlar depremin hangi gün hangi saatte ve nerede olacağını merak ederler.Oysa şuanki teknolojiyle bu bilgileri verebilmek maalesef mümkün değildir.

Oysa ki önemli olan deprem öncesi zarar azaltma ve önleme çalışmalarıdır.Yani topyekün toplum olarak her gün biraz daha yaklaşan depremler için hangi hazırlıkları yaptığımızdır.

Cevaplanması gereken sorular;

-Oturduğum ev hangi deprem yönetmeliğine göre,ne zaman yapılmıştır ?

-Deprem analizi yaptırdım mı ?

-Binamın oturduğu zemin nasıl ?

-Deprem acil eylem planım varmı ?

-Deprem çantam varmı ?

Deprem olduğunda,ailece gideceğimiz toplanma alanımız nerede ?

Şimdi bütün bu soruları yanıtlamadan deprem ne zaman olacak ve nerede olacak sorusu bana göre önemsiz bir sorudur.

Gelelim İstanbul ve İzmirdeki son deprem risklerine;

İstanbul’da orta Marmara çukurunda bulunan sismik boşlukta son dönemde yaşanan depremlerle aktivitenin devam etmesi kesinlikle hayra alamet değildir.Zira bu bölge kilitlenme zonudur.Ve ciddi bir enerji birikimi olan 1766 fayının bulunduğu yerdedir.Kandilli rasathanesinin uyarıları yerindedir…

İzmir’de ise Midilli adasının güneybatısında dünden başlayarak devam eden ve yaklaşık 70’i aşkın depremcik kaydedilmiştir.Bunların arasında yaklaşık 5 tanesi (4-5,2) magnitüdü arasındadır.Bu durumu açıklamak için İzmir’in tektonik yapısına ve jeolojik yapısına bakmak gerekir.Özellikle gediz deltasından dolayı bölgede alüvyon zemin hakimdir.Bu zemin deprem esnasında en ciddi hasar yaratacak zemindir.Ayrıca kuzey-güney yönündeki graben fayları 6-7magnitidü arasında deprem üretme potansiyeline sahiptir.Bölgede Ege denizi ve Yunanistan kısmında ise helen yayı dediğimiz segmentte, Afrika plakası,Anadolu plakasının altına girerek dalma batma zonu yaratmış bunun sonucu bölgede 12 ada oluşturmuştur.Ayrıca Anadolu plakası yılda 2-3 cm. civarında güney batı yönünde hareket etmektedir.Bütün bu sebepleri bir araya getirdiğimde bölgenin sismotektonik yapısı ve hareketliliği çok normal gözükmektedir.Bu hareketlerin İstanbul ve İzmir için azalacağını zannetmiyorum.Bu nedenle sizden ricam yukarıda cevaplanması gereken sorular bahsinde belirttiğim soruları lütfen kendinize sorun ???

Sonrada cevaplarına göre eyleme geçin.

Zira,İzmir içinde,İstanbul içinde beklenen depremler mutlaka olacak, buna hiç şüpheniz olmasın…