Yüzölçümü 35 km² olan ,33 mahallesiyle 531,825 nüfusa sahip olan ÜSKÜDAR.İstanbul’un önemli ilçelerinden biridir.

Yapı stoğunu incelediğimde;

*1980 öncesi yapılmış, 13,864 binası,toplam yapı stoğunun %33’ünü

*1980-2000arasında yapılmış 21,489 binası,toplam yapı stoğunun %52’sini

*2000 yılı sonrası yapılmış 6378 binası,toplam yapı stoğunun %15’ini oluşturur.

Bu verilerden toplam yapı stoğunun %85’i depremden önce yapılmış eski tip binalardan oluştuğunu söyleyebiliriz.

Toplam yapı stoğunun,%61’i,1-4 katlı olan bu binaların %87’si betonarme,%11’i yığma olarak inşa edilmiştir.

Vs30 kayma dalgası hızlarına göre ilçenin tamamını incelediğimde,

%90’ı Vs30: 500-1000 m/sn. arasında yani orta üstü iyibir zemin

%10’u Vs30 : 350-500 m/sn. arasında yani orta derecede zemin

*PGA(En yüksek yer ivmesi)- 0,105-0,28 g arasında,

*PGV(En yüksek yer hızı)- 5,3 cm/s – 20 cm/s arasındadır.

Yapı stoğunun %85’i eski binalardan oluşan ayrıca zeminin %10’uorta derecede zemin olan 531,825vatandaşımızın ikamet ettiği bir ilçede beklenen büyük İstanbul depremi olursa sonuç ne olacaktı ?

İBB ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesinin hazırlamış olduğu en son rapor olan haziran 2020 verilerine göre;

*Çok ağır hasarlı yıkılabilecek 146 bina,

*Ağır hasarlı,en kötü deprem sonrası yıkılacak 493 binaya göre,

*Olası can kaybının 95 kişi olabileceği,

*Ağır yaralı sayısının ise 42 kişi olabileceği öngörülmüş.

Bu sonuçlara göre oluşabilecek geçici barınma ihtiyacı ise 15,087 hane.

Bu sonuçtan sonra Üsküdar’da ikamet eden vatandaşlarımızın aklından geçen soru ise sanırım,en çok can kaybı olabilecek mahalleler hangileridir ?

-Mimarsinan

-Ünalan

-Valide-i atik

-Murat Reis

-Sultantepe

Bu mahallelerde oturan vatandaşlarımızın binalarını detaylı analiz ettirmelerini tavsiye ederim.

Üsküdarda 1 km²’ye düşen insan sayısı 15,195 kişi yani İstanbul ortalamasının neredeyse 6 katı.Buna rağmen yinede can kaybı ve yaralı sayısının az olmasının en büyük nedeni zemininin %90’ının iyi olmasıdır.

Evet beklediğimiz bu deprem kesinlikle olacak,bütün anomaliler bunun hiçte uzak olmadığını kanıtlar nitelikte.

Buradan size güzel haberler verebilmeyi dilerdim,2150 yılına kadar deprem olmayacak zaten o zamana kadarda hepimiz ölüp gitmiş olacağız bu nedenle hiçbir şey yapmadan evinizde oturun ,elinizdeki parayla gezin tozun,karamsar olmayın demek isterdim.

Ancak maalesef böyle bir şey yok !

Depremin şuana kadar bahsetmediğim bir yanından bahsetmek istiyorum bugün.Deprem;insanları korkutur,yıkar,yakar,öldürür,sakat bırakır,ayırır kısaca kaos yaratır.

Sistem çöker…

Sonrasında,dün fındıkkabuğunu doldurmayacak mevzulardan kavga eden,birbirine kötü davranan,dedikodu yapan,hayatında sahip olduğu hiçbirşeye şükretmeyen insanlar,göçük altında kalan başkalarını kurtarmaya çalışıp,kızılay çadırında çorba kuyruğuna girerler.

Fırtına sonrası denizin çarşaf gibi olması durumu yaşanır.Acılar,üzüntüler devam eder.Ancak artık kimse eskisi gibi davranmaz…

‘Ordo Ab Chao’ olarak bilinen durum yaşanır.

Yani,’kaostan doğan düzen’,başlamıştır artık…

Japonya bu durumu yeterince yaşadığı için,Dünyadaki tüm ülkelerden farklı davranır,deprem oralarda insanlarına öğretebilmiştir…