BIST9.524,59%-0,06
USD32.629%0.31
EURO34,7969%0.32
ALTIN2.493,96%0.38

Ve yine hayatın içinden 

Latif Erdoğan

Abone OlGoogle News
15 Ocak 2022 07:20

- Müspet hareket etmek, sadece menfi hareket etmemek haliyle yorumlanamaz. Müspet hareket, öncelikle bir hareket ve aksiyonu içerir. İkincisi, düşmanın oyunlarına gelmemek, tahriklerine kapılmamak, kötülüğe kötülükle değil iyilikle mukabele etmek manalarını da taşır. Ayrıca, müspet hareket, tedbirli ve uyanık davranmayı, işin önünü- sonunu hesap etmeyi,yapılacakları hem zamana hem de mekana uygun planlamayı; atın önüne et, aslanın önüne otkoyma yanlışlığından sakınmayı, işi ehline verme basiret ve ferasetini de kapsayan bir anlayış, kavrayış ve stratejinin uygulamalı yekununa verilen bir ad ve unvandır.

- İnsanlarda kan üstünlüğü olmaz, karakter üstünlüğü olur. Bir milletin karakteri ise, çoğunluğun karakteri ölçü alınarak tayin edilir. Bu tayini tarih yapar. Ve her mazi, hem yaşanılır hem de geleceğe ayna tutar.

- Mümkün ile vakiyi birbirine karıştırmamak gerekir. Kabul edilebilir bir delile dayanmadıkça mümkün, vaki kabul edilemez.

-En zor anlarda bile doğru konuşulmalıdır. Doğruyu konuşmak imkanı yoksa, yalan söylememelidir. İkisi de imkansızsa, susmayı konuşmaya tercih etmelidir. Sözün gümüş, susmanın altın olduğu en önemli an, bu andır.

- “Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir. Her dediğin hak olmalı; fakat her hakkı söylemeye hakkınyoktur.”

-Tevazuun zillet kabul edileceği yerde, bile bile tevazuda bulunmak, bile bile zilleti kabullenmek anlamını taşır. Mümin, imanı cihetiyle azizdir. İzzetle ölmeyi, zilletle yaşamaya tercih, imanın zorunlu neticesidir.

- Hak davanın vesileleri de haktır. Batıl yolla hakkı savunmak, necis suyla abdest almaktan farksızdır.

- İktisat ve kanaat bitmeyen iki hazinedir. Sahibini yüz suyu dökme fakirliğine maruz bırakmaz. Rızk-ı zaruri, Rahman’ın taahhüdü altındadır. Yeter ki, israf ve şükürsüzlük bu taahhüdü sekteye uğratmasın.

- Kanunlar, açık, net ve adil olmalıdır. Kanaat-ı vicdaniye, hakime zor durumlar için verilmiş bir ruhsat niteliği taşır. Asla delil niteliği taşımaz, zulme alet edilemez.

- Adaletodur ki herkese tatbik edilir. Kişiye özel bir adaletten asla söz edilemez.

- Etnik ayrımcılık, ne dinin, ne vicdanın, ne de gerçek hukukun kabul edebileceği bir şey değildir.

- Her insanın insani değeri, insanlığa verdiği değer kadardır.

- İnsanlarda kan üstünlüğü olmaz, karakter üstünlüğü olur. Bir milletin karakteri ise, çoğunluğun karakteri ölçü alınarak tayin edilir. Bu tayini tarih yapar. Ve her mazi, hem yaşanılır hem de geleceğe ayna tutar

- Dini tebliğ edeceklerin öncelikle dini temsil keyfiyetini kazanmaları şarttır. Tebliğ adına yapılacak çalışmalarda gaye ve maksat sadece Rıza-i İlahi olmalı, başka mülahazalar bu kudsi niyeti bozup arızaya uğratmamalıdır. Başarılar sürur verse de şımartmamalı, başarı zamanlarında da en az sıkıntı zamanlarındaki ölçüde hatta daha da fazla, Cenab-ı Hakk’a yönelmeli, dua, niyaz ve istiğfarda bulunmalı; ve Rabbimizin külli nimetlerine, hem hali, hem kavli külli şükürle mukabelede bulunulmalıdır. Şükür, nimeti ziyadeleştirir, nankörlük ise ihsanın kesilmesine sebep olur.

- Bizim kalbimizin bir tarafı hep münkesir, hep kırık dökük olmalıdır ki, kalp şımarıklığa meyletmesin. Etmesin ki, münkesir iken hissettiği Cenab-ı Hakk’a yakın duruşu, şımararak kaybetmesin.

Latif Erdoğan

Akit TV köşe yazarı