BIST9.079,97%3,10
USD32.3677%0.07
EURO34,9649%-0.15
ALTIN2.325,36%0.21

Bediüzzaman’dan FETÖ’ye asırlık tokat… 

Latif Erdoğan

Abone OlGoogle News
30 Ekim 2021 08:58

Dedikleriyle, yaptıklarıyla FETÖ kadar yalana kilitli ikinci bir topluluk bulmanın imkanı yoktur. O kadar ki, tanık olarak katıldığım çatı davalarının birinde, mahkeme başkanı, sanıkların ifadelerinde tek bir kelime doğru bulamayınca şaşkına dönmüş, bana, “Bu örgütte doğru söylemek yasak mı?” diye sormuştu.

FETÖ elebaşı, işin başında yalan söylemenin ne kadar kötü olduğunu anlatır durur, bu konudaki ayetleri, hadisleri sıralar, yalan söylememe hususundaki hassasiyete vurgu yapmak adına, mesela birisi size saatin kaç olduğunu sordu, cevabınızda o kadar kılı kırk yarmalısınız ki, saat şu, dememeli, benim saatim şu anda şunu gösteriyor, ama saatin gerçekte kaç olduğunu bilemem demelisiniz, derdi. Ama savrulduktan sonra, yirmi sene dizinin dibinde oturmuş, kendisinden ders almış, buna da binlerce kişi şahit olmuş olduğu halde, 15 Temmuz’un en önemli figüranlarından firari Adil Öküz’ü tanımadığını hiç yüzü kızarmadan söyleyebilmişti.

Papaya yazdığı iğrenç mektubunda, hem yalana hem de iftiraya sarılarak, Haçlı zihniyetine karşı verilen amansız mücadelede Müslümanların suçlu olduğunu söylemiş, tarihte emsaline rastlanmayan bir soysuzluğa imza atmıştı. Daha sonra soysuzluğunu birkaç perde daha artırarak, Haçlıların masum olduğunu, onların Müslümanlara hiçbir zarar vermediklerini zırvalamıştı.

Böylesi herzevekilin yüzüne Bediüzzaman’nın yüz yıl önce vurduğu tokadı kaydetmenin tam zamanıdır sanırım:

“Sen, kendi nefsini aşağı göstermeye ve nedamet ederek kusurlarını ilan etmeye hakkın var. Fakat şeair-i İslamiye’ye zıt ve muhalif olan herzeler ile İslamiyet’e çamur atmaya hakkın yoktur. Seni kim tevkil etmiştir? Fetvayı nereden alıyorsun? Hangi hakka binaen milletin namına, ümmetin hesabına İslamiyet hakkında hezeyanları savurarak dalaletini neşir ve ilan ediyorsun? Milleti, ümmeti kendin gibi sapık zannetme. Dalaletini kime satıyorsun? Burası İslamiyet memleketidir. Yahudi memleketi değildir. Cumhur-u mümininin kabul etmediği bir şeyin gazete ile ilanı, milleti dalalete davettir, hukuk-u ümmete tecavüzdür. Bir adamın hukukuna tecavüze cevaz-ı kanuni olmadığı halde, koca bir milletin belki alem-i İslam’ın hukukuna hangi cesaretle tecavüz ediyorsun. Ağzını kapat…

Kafirlerin, Müslümanlara ve ehl-i Kur’an’a düşman olmaları küfrün iktizasındandır. Çünkü küfür imana zıttır. Bununla beraber Kur’an, kafirleri, aba ve ecdatlarını idam-ı ebedi ile mahkum etmiştir. Binaenaleyh, Müslümanlar ile ülfet ve muhabbetleri olmayan kafirlere muhabbet boşa gidiyor. Onların muhabbetleriyle karşılık bulunamaz. Onlardan medet beklenemez. Ancak, Allah bize yeter, O ne güzel vekildir, diye Cenab-ı Hakk’a iltica etmek lazımdır.”( Mesnevi-i Nuriye, Hubab Risalesi)

Niyeti daima bozuk da olsa bazen Şeytan da doğruyu söylemek zorunda kalır. Bu meyanda, FETÖ elebaşından belki yüzlerce defa duyduğumuz bir doğru sözü ifade etmek durumundayız. Şöyle derdi: “Ben zıplasam, zıplasam, yine zıplasam Bediüzzaman’ın topuklarına yetişemem.” İşte zıplasa zıplasa yine zıplasa topuğuna yetişemeyeceği Bediüzzaman, sanki doğrudan ona hitap ediyor gibi yüz sene evvel yukarıda naklettiğimiz uyarıda bulunuyor. Bakalım intibaha gelecek mi? Heyhat…

FETÖ şimdilerde yeni bir yalana daha sarıldı. Sözde Cumhur İttifakıyla el altından anlaşmalar yapılıyormuş. Barışmaları ve geçmişe bir sünger çekmeleri pek yakınmış… Baştan sona akla ziyan bu yalanla nereye varmak istedikleri belli. Keşke böylesi yalanlarla teselli olmak yerine, gerçek manada ıslah olmayı deneselerdi. Islah olmanın şartı örgüt yapılanmasını tasfiye etmek, herkesi kendi ferdiyetiyle baş başa bırakmaktır. Cesaretleri varsa, sulh istemekte samimi iseler bu şartı yerine getirsinler. Fakat nerde o cesaret, nerde o samimiyet…

Latif Erdoğan

Akit TV köşe yazarı