BIST9.693,46%1,77
USD32.5884%0.18
EURO34,7811%0.27
ALTIN2.501,60%0.69

Bu mefkure ve FETÖ

Latif Erdoğan

Abone OlGoogle News
18 Haziran 2022 09:04

Hayatta en büyük hakikat imandır. İmanın olmadığı yerde ne haktan ne de hakikatten bahsetmek imkansızdır. İman, inkar etmemek değildir. O bizzat var olması gereken ilahi bir nur, varlığa gerçek varlığı bahşeden, varlığı yokluğun zifiri karanlığından kurtarıp görünür hale getiren ilahi bir ışıktır.

Ezeli ve sermedi bir nasipten, iman denen yağmadan bahsediyoruz. Varlığı ya da yokluğu, iki cihan varlık veya yokluğunu istila eden bu ezeli ve sermedi nasip kimin bahtına düşmüşse o, dünyasını da ahiretini de mamur etmiş, kimin de bahtı bundan mahrum kalmışsa,dünya ve ahiretini viraneye çevirmiştir. Kazanmak adına bundan daha büyük saadet, kaybetmek adına bundan daha kötü hüsran olabilir mi?

Abideleşmiş her şahsiyetin, efsaneleşmiş her milletin ve hele ilim, ahlak, adalet ve dine ait bütün muhtevanın, yine bir bütün halinde, fert ve cemiyette aksetmesi manasına gelen gerçek medeniyetin, terbiye, teşvik ve tekevvününde, bu ezeli nasibin asla ödenemez bir hakka sahip olduğu inkar edilebilir mi?Sadrını kainat mabedi haline getirmiş veli yapılı bahtiyar kulların, mağrip ve maşrık hudutlarını çoktan aşmış engin müsamahalarını ve aktif nur halinde ışıldayan sabırlarını sürekli besleyen ve destekleyen bu ezeli nasipten başka ne olabilir?

İman, kalbin tasdikinden başlayarak, ruh, duygular ve vicdan yönümüzün bütününde ikrara kadar uzanan çizgide, mertebe farklarıyla birlikte, bütün fazilet ve erdemin doğurucu ve doyurucu biricik kaynağı; ve ayan-ı sabiteden şu içinde bulunduğumuz şahadet alemine kadar, vücutla bezenmiş bütün alemlerin en birinci zuhur ve yaratılış hikmetidir. Dolayısıyla, bizim mefkuremize de, şekle ait teferruatları bir tarafa bırakarak, asıl ve usareyi işaretleme mevkiinde bir tarif getirmek icap ederse, buna, sadece ve tek kelimeyle “iman” demek yeterlidir. Bu mefkure ve idealin hamle ve aksiyon yönü ise, “ilay-ı kelimetullah”, yani insani erdemlerin yaşanılması, yaşatılması ve yaygınlaştırılarak paylaşılması vazifesini yerine getirmektir.

Bu yüce mefkurenin hazzına eremeyen talihsizler, iman adına yapılan bütün gayret ve hizmetleri ya küçümserler ya da inanamazlar da işin içinde başka maksat ve gayeler ararlar.

Nitekim Mekke müşrikleri, Peygamberimiz Efendimize, eğer bu iddialarından gaye kral olmaksa gel seni başımıza kral yapalım. Yok eğer zengin olmaksaservetlerimizi önüne yığalım, en zenginimiz ol. Bunlar değil de çok güzel bir kadınla evlenmek arzusundaysanonu gerçekleştirelim, sana dünyanın en güzel kadınını nikahlayalım” gibi sığ tekliflerle gelmiş; ama ondan sadece kelime-i tevhid enginliğinde şu cevabı almışlardır: “Allah’a yemin ederim, güneşi bir omuzuma, ayı diğer omuzuma koysanız yine davamdan vaz geçmem!”

İlay-ı kelimetullah işte böyle bir mefkuredir. Bu mefkurenin sadık bendelerinin gönlünde davalarının sevdasından başkatalep, istek, maksat ve gaye bulunmaz.

İşin başında böyle bir mefkure iddiasıyla yola çıkıp sonra yoldan çıkan sapkınlar, ezeli nasiplerini geçici meta uğruna değiştiren zavallılardır. İşte bu zavallılığın en somut ve kötü örneği FETÖ’dür. FETÖ’nün dine verdiği zarar, devlete verdiği zarardan daha büyük, daha korkunçtur.

Kendi cinslerinin bile en aşağısı bu örgütün bağlıları, tövbeye yönelip kazanmak yerinesapıklıklarına yeni sapıklıklar ekleyerek dünya ve ahiret kurtuluşlarını imkansız hale getirmenin peşindeler. Elden ne gelir. Bilerek, isteyerek zarara razı olana acınmaz, merhamet edilmez…

Şu gerçeği görün artık ey kem talihler! FETÖ elebaşının evet, cezb eden bir manyetik alanı vardır. Fakat bu manyetik alan rahmani değil şeytanidir. Onun içindir ki, ona ne kadar yakın olursanız, Allah’tan o kadar uzağa düşersiniz.Bu gerçeği hepiniz yaşıyorsunuz, ama dilsiz şeytan haline geldiğiniz için bir türlü itiraf ve ilan edemiyorsunuz. İblis de bu açmazınızın devamını istiyor,onu size Hak dostu gibi gösteriyor. Halbuki Hak dostu olsaydı, ona yakınlık sizi Allah’a yaklaştırırdı. Varsa aranızda öyle birisi veya şimdiye kadar hiç olduysa işte meydan söyleyin, gösterin…

Latif Erdoğan

Akit TV köşe yazarı