BIST9.689,54%-0,33
USD32.5355%-0.10
EURO34,9338%0.23
ALTIN2.425,27%0.09

Yarımız Avrupa’da yarımız Asya’da

Hüseyin Öztürk

Abone OlGoogle News
09 Ekim 2019 01:34

Yüzyıllardır irili ufaklı bütün dünyanın gözlerini diktiği bir coğrafyada kök salmışız. Bir yanımız Asyalı, bir yanımız Avrupalı.

Geniş Osmanlı coğrafyasına baktığımızda sadece Asya değil, Afrika’nın da önemli bir kısmında varız. Avrupalı derken Balkanlar da kastedilmektedir.

Böyle stratejik bir coğrafyada yer alan hangi devlet olsa, elbet dünyanın gözü orada olur. Hele bir de bu ülke Müslüman ise Haçlı Batılının kin ve öfkesini sürekli hisseder.

Büyük şeytan ABD ve türemesi Avrupa ile ne kadar dostane ilişkilerimiz olursa olsun, nihai noktada Avrupa ve Amerika, bizi her şekilde parçalamak için elinden geleni yapmaktadır.

Bunun için öyle derin analizlere gerek yok. ABD ve Avrupa’nın Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için terör örgütlerine niye destek verdiğini normal zekâ sahibi herkes anlayabilir.

İşte yarımız olan Avrupa’da Balkanlar’ın durumu malum. Böle parçalaya, yerinden kalkamaz hale getirdiler ve diken üstünde yaşamaya mahkûm ettiler.

Yarımız olan Asya ve Afrika ile ilişkilerimiz üzerine ise Amerika ve AB; ekonomik, siyasi, kültürel baskılarını sürdürmekte, bizimle ilişkilerini sıkı takip etmekteler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve başkanlığında güçlü bir hükümetimiz olmasaydı, şimdiye kadar biz de çoktan Balkan ülkelerinden biri haline gelmiş olacaktık.

Bunun en canlı örneği Suriye’dir. ABD güya ittifak ama durmadan terör örgütlerine destek vermeye devam etmektedir. Avrupa ise A’dan Z’ye her türlü ihtiyaçlarını karşılamaktadır.

¥

Hep dışarıdan dem vurduk. Bir de ABD ve AB’ye uşaklık yapan içimizdeki siyasi partileri ve Batı’nın; “Böl, parçala bize ver” diye yönlendirdiği-yönettiği, yerli gibi duran partiler ve siyasetçiler var ki, Rabbim şerlerinden memleketimizi, milletimizi korusun.

Geçimlerini devletin sırtından sağlayarak bunların verdiği zararı, ne ABD ne AB ne de terör örgütleri vermemektedir. 

Oysa R. Tayyip Erdoğan ve arkasında bu topraklardan başka gidecek yeri olmayan aziz milletimiz olmasaydı, bunlar çoktan memleketi hallaç pamuğuna çevirtmişlerdi.

Kendi milli ve ahlaki mihverini kaybeden kimseler, hangi toplumda olursa olsun, içinde yaşadıkları millete ihanet ederler.

Böyleleri için çıkar yol, yabancılardan güç devşirme ve o güçlerin yönetimi altında yaşama inancıdır.

¥

Nasıl bir kaderimiz var ise Tanzimat’tan bu yana maalesef böyle zihniyetlerle devletimizin-milletimizin başı derttedir ve tüm kutlu değerlerimizi hercümerç etmek için ellerinden geleni yapmışlardır-yapmaktadırlar.

Yarısı Asya’da, yarısı Avrupa’da olan ülkemizin ve insanımızın üzerindeki baskılara karşı direnmemiz, kendimizi kendi değerlerimizle inşa etmemiz; “amentümüzün, bağımsızlığımızın ve istiklalimizin” bize yüklediği ve asla ihmal edilmemesi gereken bir görevdir.

¥

Ezcümle:

Bizim kutlu coğrafyamızdaki istiklalimiz, ilmihal köklü birliğimizin güçlü olmasına bağlıdır.

ABD, AB ve onların içimizdeki “binbir surat taşeronlarına”, devletimizi-milletimizi hercümerç ettirmemeliyiz.    

Akit TV köşe yazarı