BIST8.987,40%2,05
USD32.3292%0.11
EURO35,0757%0.01
ALTIN2.298,85%0.94

2022’de ekonomi ve siyasi cinayet çarpıtması

Hacı Yakışıklı

Abone OlGoogle News
18 Ekim 2021 09:03

Hepimiz ekonomi mevzularına odaklanmıştık. Ama CHP Genel Başkanı birdenbire ortaya “Siyasi cinayetler olacak” cümlesini atıverdi.

Ben de hemen “5 N, 1 K” ilkesi gereği “Kim, ne, nerede, ne zaman, nasıl, niçin?” sorularının cevabını aradım. “Ne?” sorusunun cevabı, “Siyasi cinayetler” idi.

Bu cinayetleri “kim, nerede” işleyecek; “ne zaman, nasıl ve niçin” işleyecek? Kemal Bey hiçbirinin cevabını vermiyordu.

Kılıçdaroğlu “siyasi cinayet” diyor ama “kimin” işleyeceğini söylemiyor. “Yolsuzluk yapan devlet memurları” diyor, ama isim vermiyor. “Ak Parti’ye oy veren öğretmene öğretmen demem” diyerek siyasi ırkçılık yapıyor.

Sayın Kılıçdaroğlu acaba siz “milli güvenlik sorunu” musunuz?

Hem ülke gündemi ekonomi diyeceksiniz, hem de gündemi uyduruk iddialarla manipüle edeceksiniz. Allah göstermesin cinayet işlense, “Ben demiştim” olacak; işlenmese “Çok şükür” deyip geçeceğiz. Kemal Bey büyük hata içindesiniz!

Biz 2022’ye giderken ekonomiye bakalım.

Ekonomi 3’e ayrılıyor. Sizi istatistiklere boğmayacağım, bir çerçeve çizmeye çalışacağım:

1) Dünya ekonomisi (Makro)

2) Halk/sokak ekonomisi (Mikro)

3) Siyaset ekonomisi (Algı)

Tarım, hayvancılık, orman, sanayi ve ihracat mevzuları dünya ekonomisi; peynirin marketteki fiyatı halk/sokak ekonomisi; merkez bankası ve cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi tartışmaları ise siyaset ekonomisidir. Bunlardan siyaset ekonomisi pratikte insanların hiçbir işine yaramaz.

Peki, muhalefet partileri hangisine odaklanıyor? “Siyaset ekonomisine” odaklanıyorlar ve bu durum halkın derdine derman olmuyor. Ekonomi deyince muhalefetin kısır döngüsü; “Sistem değişikliği şart… beton ekonomisine döndük… Merkez Bankası Başkanı sürekli değiştiriliyor…” şeklinde sürüp gidiyor.

İyi de bize ne Merkez Bankası Başkanı’ndan? Millet hesabı gidip de Sayın Kavcıoğlu’ndan mı soracak? Hayır! Hesabı neticede siyasi iktidarlar öder. Hal böyleyken hem iktidarı “her şeyin sorumlusu” göreceksiniz hem de iktidarın atadığı bürokratlarla uğraşıp duracaksınız!

Bir yandan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan üniversitelerin başarısından veya başarısızlığından sorumludur” diyeceksiniz; diğer yandan, “Ama rektörleri Erdoğan atamasın” diye eylemler yapacaksınız. Rektör aracının üstüne çıkan vandalı bile “masum öğrencinin haklı protestosu” diye göreceksiniz.

Bir yandan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonominin başarısından veya başarısızlığından sorumludur” diyeceksiniz; diğer yandan, “Ama Merkez Bankası Başkanı’na hiç karışmasın, onu hiç değiştirmesin” diye algı yapacaksınız.

ALTINI ÇİZEREK SÖYLÜYORUM; “ekonomi” konuları söz konusu olduğunda her kim “Merkez Bankası Başkanı” diye söze başlıyorsa, “sistem değişikliği” falan diyorsa bilin ki vatandaşı değil kendi ikbalini düşünüyordur. Bunların hiçbiri halkın ekonomisi ile direkt ilişkili değil ve tamamı siyaset ekonomisinin algı döngüsü içinde yer alıyor.

“DÜNYA VE HALK EKONOMİSİ”

Türkiye’nin dünyadaki ekonomik verilerine bakınca tamamı ileri yönlü seyrediyor. Durun bir dakika; anlıyorum siz şimdi, “Kardeşim market fiyatlarından bahset” diyeceksiniz. Ona da geleceğiz azıcık sabır rica ediyorum.

Türkiye nüfusu yılda %1,2 büyürken tarım üretimi yılda %3,3 büyüyor. Sanayi ve ihracat rakamları sürekli yükselişte olduğu gibi Türkiye’nin 2022’de %9 büyüyeceği öngörülüyor. Yani Türkiye’de “küçülme ve geriye gitme” yok! Tarım, hayvancılık ve sanayi her sene nüfus artış hızından kat be kat fazla büyüyor. Dünyaya bakınca “Büyüyen Türkiye” tüm küresel kuruluşlar tarafından teyit ediliyor.

Şimdi gelelim sorunuza! “Madem ülkede tarım ve hayvancılık büyüyorsa o zaman market fiyatları neden aşırı yükseldi?” diyeceksiniz. 2019 seçimleri öncesi soğan-patates 8 TL iken aradan geçen 2,5 yıla rağmen bugün soğan 1 TL, patates 3 TL; bu nasıl oluyor?

İşte bugün de aynı durumu yaşıyoruz. Bunu çözmek için Tarım Kredi Kooperatifleri’yle işe başlandı. Fiyatlarda “büyük düşüş” yaşanmayabilir, ama önemli olan “artışın” artık durmasıdır. Fahiş fiyatın tek sebebi zincir marketler değil ama en büyük sebeplerinden biri onlar!

2022 dönemi “ekonomi ve savunma” senesi olacak. Elektrikten doğalgaza tüm fiyat artışları Avrupa’nın da baş belası! İngiltere benzin bulamazken Almanya’da enerji kalemlerine %100 oranında zamlar yapıldı.

Türkiye’de hangi hükümet olursa olsun muhakkak bu sorunlar yaşanacaktı. Türkiye’de bu sorunu kim çözer? Kemal Kılıçdaroğlu mu Meral Akşener mi?

Vatandaşın çoğu, “Çözerse yine Recep Tayyip Erdoğan çözer” diyor.

Başka Türkiye yok! Gerçekleri konuşmaktan hiç kimseye zarar gelmez. Ama bir yandan “Her yer beton oldu, beton ekonomisine döndük” diye hükümeti eleştirenlerin ilk fırsatta “Yurt sorunu var, yurtlar neden yapılmadı” demesi samimi değil!

Hacı Yakışıklı

Akit TV köşe yazarı