BIST9.693,46%1,77
USD32.5355%0.02
EURO34,7190%0.09
ALTIN2.499,53%0.61

FUZULİ BİLGİLER ANSİKLOPEDİSİ - 1

Günay Ertan Akgün

Abone OlGoogle News
01 Şubat 2021 17:41

Bilgi, sağlıktan sonra gelen en değerli hazinedir. Eskiden buna ulaşmanın yolu farklılık gösterse ve zor olsa bile, kıymeti daha çok anlaşılıyor ve zekatının da % 100 olduğunu söyleyebiliyor ve hatta “bilgi, paylaştıkça çoğalır!” diyebiliyorduk.

Bilginin her türlüsüne artık “bir tık” la ve rahatlıkla ulaşabildiğimiz günümüz dünyasında, onu sırf bu yüzden paçavra gibi ve sosyal medya ortamlarında “anlık” durum araçları olarak kullanabiliyor, günü geldiğinde faydalı bir işte lazım olacağı düşüncesini kafamızdan silip atabiliyoruz. Çünkü alın teri dökmeden, zahmete katlanmadan, miras malı gibi kullanmadan dolayı bilgi, hazine olmaktan çıkartılıp hurda haline getirilmiştir.

Paylaştığı değerin ne olduğunu bilmeden, bunlara kişisel sosyal medya adres ve platformlarında yer verenler; bunların aslında çok büyük bir “arşiv değeri” olduğunu unutmuşa benziyorlar. Laf olsun ya da sosyal medya filozofları arasında yer alsınlar diye paylaşılan her bir değer, aslında geleceğe tutulan bir ışıktır, öyle de olmak zorundadır. Biz de bu niyetle; “fuzuli (boş) bilgiler” deyip biraz ironi katarak dikkatinizi çekmeye ve bir şekilde derlemeye çalıştığımız bu bilgileri sizlerle paylaşma gereği duyduk. Buyurun hep birlikte okuyalım;

ABD’li medyum Sylvia Browne ve Lindsay Harrison 2005 tarihinde “Cassandra Kehaneti – Armageddon” adlı kitabı yazdı. İncil’deki işaretlerden yola çıkarak kıyamet gününün 2023 yılında geleceğini ve buna biyolojik silahların yol açacağını belirtti. Okuyucularına seslenip “bana mikrobiyoloji konusunda bilgi belge gönderin” dedi. Gönderilen bilgiler arasında 11 mikrobiyolog cinayeti vardır. Mikrobiyoloji alanında çalışan Rus Bilim Akademisi üyesi Dr. Alexi Brushlinski, Moskova’da dövülerek öldürüldü. İki hafta sonra yine mikrobiyoloji uzmanı Rus bilim adamı Dr. Vladimir Korshunov da Moskova’da aynı akıbete uğradı. Bu konuda birçok örnek var. Gizli bir el insanlık yararına hiçbir şeyi istemiyor.

* * * * *

1790 – 1868 tarihleri arasında Fransa’da yaşayan ünlü avukat Pierre – Antoine BERRYER, fakirlik içinde ölürken genç meslektaşları sorarlar; “Üstat ayaklarınızın altına altın torbaları koymuşlardı, neden almadınız?” BERRYER şu cevabı verir; “Almak için eğilmek lazımdı, eğilemedim bir türlü”. Ne kadar da doğru söylemiş. Yine Che Guevera’nın şu sözleri unutulmamalıdır; “Bir insanın yaşayıp yaşamadığını anlamak için nabzına değil, onuruna bakın, duruyorsa yaşıyordur!”

* * * * *

Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım Türkleri’ni sürgün kararı uygulanmaya başlandı. Çocuk, kadın, genç, ihtiyar ayrımı yapılmadan Kırım Türkleri’ne karşı acımasız bir zulüm başlamıştır. Hayvan vagonlarına bindirilerek, Özbekistan başta olmak üzere SSCB’nin çeşitli yerlerine doğru sürgün edilmiştir. Yolculuk boyunca yeterli yiyecek ve içecek verilmiştir. Çoğu açlıktan ve susuzluktan dolayı ölmüştür. Kokan cesetleri vagonlardan aşağı atmışlardır. Sürgün edildikleri yerlerde ağır işlerde çalıştırılmış, ahırlarda yatarak zor şartlar altında yaşamaya çalışmışlardır.

* * * * *

Afrika fakir değildir, yağmalanmış – talan edilmiş bir kıtadır. Evi soyula adama fakir demek, hırsızı aklamak olur. Afrika’nın hammaddesi de, zenginliği de, emeği de yağmalanmıştır. Avrupalılar, Afrika’dan çalıp 3 asır köle yaptıkları insanların emeğini asgari ücretle ödeseler, bütün Avrupa devletleri sefalete mahkum olur. Fransa, Afrika’yı yıllarca sömürmüştür.

Qusmane Sembene, Senegalli ünlü bir yazar, senarist ve yönetmen. Ancak onu özel yapan bunların hiçbiri değil. 1997 yılında “İngiliz Kraliyet Ailesi Özel Onur Ödülü” ne layık görüldü, törene katıldı ve kürsüden II. Elizabeth’in yüzüne karşı dünyayı şok eden şu konuşmayı yapar;

“Hukuk adına yaptığınız bütün şovenistliklerinizi ve sanat diye dayattığınız bütün estetik öğretilerinizi Afrika topraklarından silene kadar Afrika sizinle savaşacaktır. Siz kabul etmeseniz de bir Afrikalı dünyanın herhangi bir yerindeki bir Batılı kadar onurludur. İnsan onurlu doğar, Kraliçe’nin vereceği onura ihtiyacı yoktur!” der ve ödülü almadan salonu terk eder.

* * * * *

Avustralya ve Hindistan arasında dev tektonik plaka ikiye ayrılıyor. Milyonlarca yıllık şiddetli depremleri tetikliyor. Yeni bir araştırmaya göre; Hint okyanusu altındaki dev bir tektonik plaka yavaş yavaş ikiye ayrılıyor. Hint okyanusunda alışılmadık bir noktadan kaynaklanan iki güçlü deprem, dünyanın kabuğunda bazı değişikliklerin meydana geldiğini gösteriyor. Bu depremler, 11 Nisan 2012’de Endonezya yakınlarındaki okyanusun altında meydana geldi. Bilim insanları Hindistan – Avustralya Capricom tektonik plakasının her zaman uyumlu bir yapı olmadığını, bu tür depremlerin olabileceği konusunda görüş birliğine vardılar.

* * * * *

Siyonizmin yeni dünya düzeni efendiler ve köleler. Dünya nüfusunu azaltma operasyonları, erkekliği yok eden korona çipli ilaç ve aşılar, 23 Mart 2020 Davos’un Türkçe propagandacısı Cüneyt Zapsu’nun Bloomberg’e verdiği mülakatın sosyal medyadaki dolaşımı; “Filmlerde gördüğünüz her şey gerçek olacak!” diyen Zapsu’nun Türkler’e anlatmasıdır. 2010’da Tapınakçılar’ın kurduğu Şeytanilerin merkez üssü İsviçre’de büyük baronların kontrolündeki Novartis, “Sensör Based Drugs” adını verdiği sensörlü çipli ilaç ve aşılar geliştirdiğini duyurmuştu. Ya gönüllü teslim olacağız, ya genetiği değiştirilmiş virüsler tarafından teslim alacaklar veya direnip özgür kalacağız.

* * * * *

Prof. Dr. İlber ORTAYLI; “Fetih kutlamaları, ilk kez 29 Mayıs 1953 tarihinde Fethin 500. Yıl dönümünde Hüseyin Nihal ATSIZ ve çevresinin girişimi ile başlamıştır. Daha sonra ise Demokrat Parti (Adnan MENDERES) “Yunanistan’a ayıp olur!” diyerek kutlamaları yasaklamıştır.”

* * * * *

Bir gün devlet kendini yönetecek namuslu, şerefli, haysiyetli ve devlet idaresine layık, insanların idaresine geçtiği zaman, bütün hastalıklar kökünden temizlenmiş olacaktır.

* * * * *

Kıyamet’ten önce başlayacak olan “kıyamet alametleri” tek tek vuku buluyor ama insanlar buna aldırış etmiyor. Derin güçler boş durmuyor, farkında olmadan hayatımıza çiplerle yön vermeye çalışıp kendi köleleri haline getirmek istiyorlar, bunun da ilk adımını attılar. Çin’de, İsveç’te ve bir çok ülkede 10 binlerce insan çip sahibi oldu ve paketler halinde piyasaya sürülüyor. Dünyada büyük bir tehlike hızla yayılıyor. Şu ana kadar söylenen bir çok şey gerçeğe dönüştü. Tüm insanlık dönüşü olmayan bir yola girmiştir.

* * * * *

Cengiz AYTMATOV; “İnsanlar birbirlerine katlanabilirler, fakat her biri insan kalarak, insan olma özelliğini koruyarak insanlığın aynı tarzda düşünmeleri istenmemelidir. İnsanı kişiliğinden, bireyselliğinden yoksun bırakma isteği, çabası eski çağlardan günümüze dek buyurucu, sömüren, egemenlikçi güçlerin amaçları arasında yer almıştır.”

* * * * *

Keçi boynuzu tohumu, her zaman aynı gramdadır. Tarihte elmas ölçümü için “karat” olarak kullanılırdı. 16 çekirdek 1 dirhem eder. İki dirhemlik altının 1 çekirdek fazla tartılması satıcının itibarını gösterirdi. “2 dirhem 1 çekirdek” deyimi de buradan gelir.

* * * * *

ABD eski başkanı Ronald Reagan’ın danışmanı Bruce FEİN, “Ermeniler, 2 milyon Müslüman Osmanlı’yı katlettiği ortaya çıktı. Ermeniler kendi arşivlerini açmıyor, çünkü bu gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyorlar. ” dedi. Sözde Ermeni soykırımı iddialarının asılsız olduğunu belirten FEİN, Reagan’ın başkan olduğu 1981’de bu konunun Beyaz Saray tarafından araştırıldığını ve iddialarının asılsız olduğunun belirlendiğini söyledi. FEİN; “Osmanlı İmparatorluğu’nun azınlıklara karşı müthiş sayılacak bir özen gösterdiği gerçeğini unutmamak gerekir. Azınlıklar, kendi dini özgürlüklerini ve hayatlarını rahat bir şekilde sürdürdü. Burada asıl önemli konu, Ermenilerin ihanetidir, Osmanlı kendini savundu” dedi.

* * * * *

Mora isyanında Rumlara, Rus Çarlığı ve İngiltere yardım etmiş, ABD’de de bu isyana silah, mühimmat ve gönüllü toplayarak New York gibi kentlerden Mora’ya gönderilmiştir. 23 Eylül 1821 tarihinde başlayan Yunan (Mora) İsyanında 160 bin Türk katledildi. Balkan Savaşı’na kadar devam eden süreçte 1 milyon 628 bin Türk göç etmiş ya da katledilmiştir. Yunanistan – Mora’da üç gün boyunca şehrin sakinleri bir vahşi çetenin kötülüğüne ve keyfine bırakıldı. Yaş ve cinsiyet ayrımı yapılmadan kadınlar ve çocuklar öldürülmeden önce işkenceye tabi tutulur. Yunan zaferinden sonra yol kenarları cesetlerle doldu. Müslüman kitleleri yakınlardaki dağlarda katledildi.

* * * * *

ABD’nin tarihinde kendi dilinde olmayan tek uluslararası anlaşma dili Türkçe’dir ve ABD tarih boyunca yalnızca Osmanlı Devleti’ne vergi ödemiştir.

* * * * *

Gandhi’ye göre dünyanın sekiz hatası; “ahlaksız ticaret, ilkesiz siyaset, niteliksiz eğitim, emeksiz zenginlik, vicdansız haz, insaniyetsiz bilim, gösterişe dayalı ibadet, kanunsuz adalet”.

Günay Ertan Akgün

Akit TV köşe yazarı