BIST9.096,36%0,18
USD32.3721%0.09
EURO35,0038%-0.04
ALTIN2.325,93%0.24

Siyasette “iyi” şeyler olmuyor

Günay Ertan Akgün

Abone OlGoogle News
20 Kasım 2020 09:30

Siyaset, vücuda benzer. Vücut; içerisine sokulan istemediği – beğenmediği ve sevmediği şeyleri farklı yollarla dışarı atar. Bu dışa atım; kimi zaman dışkı – idrar yoluyla olurken, kimi zaman da ifrazat yoluyla olur. Ekstren oluşan durumlar karşısında bazen de gıda – ilaç zehirlenmesi gibi olaylarla karşılaşmış olursunuz. Böylelikle vücut; işine yaradıklarını alır, yaramadıklarını da bir çöp gibi atar. Son zamanlarda partiler içerisinde yaşanılan ya da karşılıklı atışmalarla ortaya çıkan durumlar, ne yazık ki vücut gibi olmuş ve ortalık karaktersizlik kokan ifrazatlarla dolmuştur.

3 Kasım’da yapılan Amerika seçimlerine kilitlenen ve adaylar üzerinden tarafgirlik sergileyen Türkiye kamuoyu, kendi kamburlarını düzeltmekten acizken neredeyse ABD seçimleri ve sistemi üzerinden halen daha kafa yormaya ve gündemini boş işlerle meşgul etmeye devam etmektedir. “Tencere dibin kara seninki benden kara” mantığıyla hareket eden ve kendine has üslupla efendisinin içindeki yangını söndürmeye çalışan ne idüğü belirsiz politik tiplemeler, bozuk kıblede ibadet (!) etmeye devam etsinler, BİZİ İLGİLENDİRMEZ!...

Ülkemiz; insanına has liderlik arayışı, devletine ve memleketine olan düşkünlüğü, takım tutar gibi siyasi parti bağlılığını ortaya koyması, koltuk hevesinin vermiş olduğu mevki – makam hastalığı ve şımarıklık, 21. Yüzyılın ideolojik asır olmadığı ve eski “sağ” – “sol” anlayışının yerine partilerin bölük pörçük olduğu vb. durumlardan ötürü siyasi partiler enkazına ve hurdalığına dönmüş durumdadır. Neredeyse sayısı 100’ü bulan parti sayısı bu durumu daha da iyi anlatmaktadır. Siyasi partiler kanunu değişmediği – güncellenmediği ve her önüne gelenin parti kurduğu ve siyasetin ifrazat haline geldiği bir ülkede emin olunuz ki partilerin sayısı 200’ü de bulur, 300’ü de… BAZEN “ÇOKLUK” BAŞKA BİR İŞE YARIYOR!...

Haklı – haksız gerekçeler ile hayal edilen beklentilerin karşılanmadığı, farklı cemaat – lobi ve baskıcı grupların projelerinin hayata geçirildiği, yol tutmaya başlayan / başarı elde eden iktidar partilerinin kovanına çomak sokulduğu ve “ağacı içinden kemiren kurt” misali içten parçalanmaya başlanıldığı, yola çıkılan arkadaşların yolda bulunanlarla değiştirildiği, “parti içi demokrasi” gibi başlangıçta putlaştırılıp sonrasında unutturulan ve hiçbir zaman işlettirilmeyip “lider sultası” na boyun eğen siyaset anlayışının hüküm sürdüğü bir ülkede “kaliteli siyaset” ve “dava arkadaşlığı” beklemek tam deyimiyle bir safdillik ve kerizlik ya da diğer bir ifadeyle kullanılmışlığın dik alası olur. Hani köprüyü geçene kadar ayıya dayı denildiği bir ortamda artık bunlar saklanmıyor ve aşikâr bir şekilde utanmazlıkla sergilenebiliyorsa demek ki bayağı bir yol (!) almışız. Ne yazık ki geçmişte yaşanılanlardan ders çıkartmadığımız gibi son zamanlarda da yaşadıklarımız ancak bu kadar net anlatılabilirdi. BU ÜLKE, HANGİ ARA BU KADAR BOZULDU DA BİZİM HABERİMİZ OLMADI?!...

MHP ve AK PARTİ gibi davası ve yolu belli olan, geçmişinden aldığı bilgi – birikim – tecrübe ve ilkelerinden yola çıkarak milletinin ve seçmeninin teveccühüne mazhar olan, kurumsallaşmış yapısı tam oturmuş siyasi hareketlerin içerisinde kendine yer edinen kişiler, bulundukları konumların vermiş olduğu zafer ve kimlik sarhoşluğundan dolayı cahil cesareti ya da birilerinin projelerine alet olarak kimi 40 yıllık partisini kimi 50 yıllık davasını bırakıp terk – i diyar eylemiş ve farklı tabelalar altında siyaset yapmaya çalışmışlardır. Bazı yazılarımızda AK PARTİ içerisinden çıkan ayrılıkçıların kurduğu GELECEK ve DEVA partileriyle ilgili ilk seçimde bunların yerle yeksan olacaklarını ifade etmiştik. Daha bunun sıcaklığı soğumadan MHP içerisinden çıkan ve kendini “milliyetçi” (!) olarak addeden bazı isimler ile siyaset dışında kalan farklı partiler içerisindeki isimlerle birlikte kurulan İYİ partiyle ilgili olarak da hiçbir şey ifade etmemiş, bunların yer aldıkları millet ittifakının millete ters işlerle uğraştıklarını söylemiş ve “benzemezler” grubu olarak sürekli eleştirmiştik. Bizim derdimiz; Hiçbir zaman tabela ve içerisindeki isimlerle değil, güttükleri zihniyetlerle olmuştur.“Dava” diye yola çıkanların dertlerinin dava değil, başka şeyler olduğunun bu kadar da çabuk ortaya çıkması ne acı verici bir tablo olmuştur.

MHP içerisinden ayrılıp kurulduğu günden beri sürekli olarak tartışma konusu olan, TV’de yayınlanan “Diriliş” dizisindeki Kayı boyu bayrağından esinlenerek parti logosunu oluşturan ve sırf bu yüzden bile eleştiri oklarının hedefi gelen İYİ Parti; kendini kuran, tabanı / geçmişi / siyasi kimliği / üzerine oturtmuş olduğu elbisesi belli olan kurucuları ya da destekçilerini, inat ya da efendilerinin istekleri doğrultusunda ya ihraç etmiş ya da istifa zorlamasıyla baş başa bırakmıştır. Siyaset hiçbir dönemde bu kadar kirlenmemiş ve kendi dava erlerini bir kenara fırlatıp atmamıştı. (Kendi üye ve taraftarları bile İYİ partinin adı gibi “İYİ” olmadığı, tam tersine her türlü fitne ve fesadın yuvası haline geldiğini ifade edip bunu da ulu orta dillendirmiş olmaları, ilerleyen süreçlerde her şeyi daha apaçık bir şekilde ortaya koyacaktır). “Boynuz kulağı geçer!” misali bazı çıraklar kendilerini ne çabuk da ustalarının üzerinde görür olmuş. AH VEFA, HANGİ ARA FATİH’İN SEMTİ OLMAKTAN KENDİNİ KURTARACAKSIN?!...

Bölünmeyi “rahmet” (!) olarak gören ve bundan da medet uman bir politik anlayışın hüküm sürdüğü siyasette gerçekten de “iyi” şeyler olmuyor. FETÖ tartışması, federatif düzenin öngörüldüğü anayasa hazırlığı, HDPKK ile dirsek teması, CHP ile istikametsiz – dümeni bozuk hareketlere girilmesi, kurucularını yüzüstü bırakması, birçok beklentinin karşılanamaması ve anti demokratik faaliyetlerin açık adresi haline gelmesi, parti içi demokrasinin bahane edilerek MHP’nin parçalatılması ve etme – bulma dünyası gerçeğini yaşayarak aynı durumla karşılanılması vb kamuoyu gözü önünde sergilenen her türlü hal ve hareket İyi partide iyi şeylerin olmadığını, bu yolla siyasetin iyice zıvanadan çıktığı, milletin de hiçbir şeye güveninin kalmadığını bir kez daha göstermiştir, SONUMUZ HAYIR OLUR MU?!.

Parti tabela isimleriyle “iyi” şeyler olmaz, BEKLEYELİM ve GÖRELİM!...

Günay Ertan Akgün

Akit TV köşe yazarı