BIST10.366,16%-0.04
USD40.3784%0,16
EURO46,9953 %0.43
ALTIN4.350,44 %0.55

“ÇADIR” DEYİP GEÇMEYİN

Günay Ertan Akgün

Abone OlGoogle News
12 Haziran 2023 10:53

Yedi sülalesi CHP ve devlet kadrolarından beslenen, elle tutulur bir başarısı olmayan, aklınca muhataplarına ayar vermeye çalışan, ara sıra kulak çekme yarışına giren CHP Sözcüsü Faik ÖZTRAK geçen hafta içerisinde kendisine yöneltilen bir soru karşısında verdiği cevapta “CHP, çadır partisi değildir!” demiş, mişş, mişşş, mişşş!...

İstedikleri olmayınca, paralı anketleriyle kazandıklarını zannedip seçmen iradesinin yansıdığı sandık sonuçlarını beğenmeyince, medet umdukları yerlere – güvendikleri dağlara karlar yağınca, bel bağladıkları vesayet odakları sırtlarını dönünce CHP güruhunun yaptıkları tek şey; bel altı saldırmak ya da belden aşağı vurmak olmuştur. Kasetlerden, komplolardan, şantajlardan medet umanlardan başka ne bekleyebilirdiniz ki? Anladıkları tek dil bu zaten!...

Kendilerini dev aynalarında gören Cuntacı Hazımsızlar Partililer; güreşe doymak bilmeyen pehlivan gibi yenildikçe yenilmişler, sinelere dokunmayı bir türlü becerememiş – gönül kazanamamış ya da buraları fethedememişler, istedikleri sonuçları alamayınca hakarete / ahlâk dışı söylemlere başvurmuş, tüm illegal davranışlardan kendi lehlerine bir şeyler devşirmeye çalışmışlardır, tabii ki yerseniz!...

CHP, çadır partisi değilmiş. Çadır deyip geçmeyin, siz ona kurban olun. Bu aziz – asil millet; “devlet olma” geleneğinin fitilini çadırlarda ateşlemiş ve geçmişi neredeyse 2000 yıla varan tüm devletlerini çadırlarda kurmuş, savaşlarını zaferlerle taçlandırmış, can alıcı kararlarını buralarda almış, devlet kurup – devletlerin yıkılması meşvereleri bu kıldan bezlerin altlarında alınmıştır. Sırf bu yüzden bile çadır deyip geçmeyin, siz anlamazsınız!...

Deprem, sel ve yangın gibi afetlerde geçici barınma yeri olan – sığınılacak liman gibi gözüken çadırlar olmasa bunlar üzerinden saldıracak yer bulamaz, iktidarları istifaya çağıramaz, “kara gün dostu” olan güzide kuruluşumuz Kızılay’a hakaret edemez, dernek ve vakıflara yardım toplayamaz, kafanızı sokacak bir yer de bulamazsınız. Gerçi sizlerin kafasına bırakınız çadırları foseptik çukurları bile fazla gelir. Birilerinin hatırı olmasa çok daha şeyleri hak ediyorsunuz ama neyse!...

Çadırları beğenmeyen – küçümseyen zihniyet, geriye dönüp baktığımız zaman; Göktürkleri, Hunları, Selçukluları, Osmanlıları göreceksiniz. Diğer bir ifadeyle; Kağanları, Hanları, Sultanları görecek siz bunlarla iftihar etmezseniz de bizler Kürşadlarla, Alparslanlarla, Osmanlar – Orhanlar - Selimler – Fatihlerle övünecek ve gurur duyacağız. Hatta - zoru gördüğünüzde arkasına sığındığınız ama bir türlü yolundan gitmeyi beceremediğiniz - Atatürk bile saraylarda büyümedi, sahadaki tüm mücadelelerini buralarda kalarak verdi. Yeri geldi kaftanında yattı, yeri geldi kıldan çadırlarda kaldı. Toprak yatağı, gökyüzü yorganı oldu, hatta siz kabul etmeseniz de CHP, çadırlarda kuruldu. Hadi ordan, hadi ordan!...

CHP, çadır partisi olarak kuruldu ama başındaki komplocu – partiyi “mezhepçi” hâle getiren yönetimlerin kirli ittifakları ve bunlar HDPKK’yla iş tutunca mağara partisine döndü. Bu görüntü aslında bize; “Çadır partisi olmak, mağara partisi olmaktan iyidir!” gerçeğini hatırlatmış olsa da bir taraftan da CHP’nin gidişatının pek de hayra alamet olmadığını göstermektedir. Gerçi mevki – makam sahibi ve iktidar olabilmek için onlar her yolu mübah görüyor, her düşmanı dost sayıyor ama yaptıkları boşuna, nafile. Kemikleşmiş % 20 – 25 arasındaki oylar da, bel bağladıkları vesayet odakları, şantaj – komplo kurmak için sığındıkları kasetler artık işe yaramıyor, her yol da Roma’ya çıkmıyor, geçin bu işleri…

Evet, çadır deyip geçmeyin. Keşke sırça saraylarınızdan, rakı masası kurduğunuz yatlarınızdan, Boğaz manzaralı villa ya da malikanelerinizden, hamburger dükkanlarınızdan, bel bağladığınız – “bir ümit” diye sarıldığınız akıl hocalarınızın – besleme odaklarının şer yuvalarından çıkıp biraz da çadırlarda kalsanız. Belki bir temiz hava alır, soluklanır ve vicdan muhasebesi yaparsınız. Tabii ki varsa öyle bir vicdan – bilgi ve niyetiniz!...

Günay Ertan Akgün

Akit TV köşe yazarı