BIST9.524,59%-0,06
USD32.5695%0.13
EURO34,6968%0.03
ALTIN2.501,97%0.70

Bilal Erdoğan’a…

Atilla Özdür

Abone OlGoogle News
07 Ekim 2019 01:58

Sizlerin, öyle sanırım ki, daha henüz adınızı isminizi düşünen yakınlarınızın hazırlıklı bulunmadığı günlerde Milli Gazete’deki bir yazımdan ötürü ağır cezalık olmuştum. Memleketin güvenlik güçlerini “tahkir ve tezyif” imiş suçum. Haberim yok, ilk celsede bulunmadığım için hâkim de yakalanarak götürülmeme karar vermiş. Bu kararı da rastgele ekranlardan işittim…

Mahallemdeki tanışlarım beni gördüklerinde kaçınmaya başladılar. İşte o zaman anlamıştım olumsuz bir fiilin, gerçek ya da iftira oluşun, şüyuunun vukuuna nispet ne kadar kötü ve üzücü, hatta kahredici olduğunu…

İşi kalenderliğe vurdum gitti. Benim için önemli olan, kendimi bilmem idi.…

Başkaları beni ha bilmiş, ha bilmemiş, hiç önemi yoktur…

Diyorsunuz ki, güzel kardeşim;

Ben Türkiye’nin liderinin oğluyum diye hiçbir şey yapmayacak mıyım?”…

Olur mu öyle mantıksız şey? Çalışmak, ekmeği için bir işin peşine düşmek, hepimizin hem hakkı hem de vazifesidir…

Ortaklaşa ya da tek başınıza lokanta işletebilirsiniz, nitekim bir aşhaneniz varmış. Gemi inşa işleriyle uğraşabilirsiniz. O konuda da tecrübe sahibiymişsiniz. Size yakışık alır mı almaz mı bilmem amma, kıyı kenar mahalde bir bakkal dükkânı…

Memleketten insan manzaralı…

03 Ekim 2019 tarihli Akit gazetesinde neşredilen “Hayallenme” başlıklı yazım üzerine bir vatandaşımız, haylice uzun bir hal arzında bulunmuş. Onu okumanızı önemle rica edeceğim. KHK vurgunu bu vatandaşımız, dolayısıyla kardeşimiz, sanırız, hicap duygusuyla olacak, isim yerine “Allah görür” müstearını kullanmış…

Canhıraş kanat çırpıntılarını iç dünyanızda hisseder de tefekküre dalarak kendisinin perperişan haliyle hemhal olabilirseniz ki, sizi rahatsız edişimin de sebebi budur; bir aile yeniden yaratılmış gibi olacak… 

Zira bu kardeşimizin umutlarını yitirircesine içinde çırpındığı dünya cehenneminden kendi hür iradesiyle kurtulmak için rol model olarak örnek aldığı kişi, 28 Şubat döneminin Allah tanımaz zalimleri tarafından çıldırtılarak kapatıldığı bir akıl hastanesinin beşinci katından intihara zorladıkları YAŞ mağduru bir topçu binbaşısı…

28 Şubat uygulamalarıyla şiddetini artıran YAŞ işkencesi, bugün de kimi KHK mağdurlarının tepelerinde. Hepsinden evvel, çalışma ve buna bağlı olarak ekmeğini kazanarak yaşama hak ve hürriyetleri ellerinden alınmış…

Çocukları ve yakınları da, terörist çocuğu muamelesini görüyorlar…

Sizden istirhamım, yargı safhasında üzerine atılı herhangi bir suçun iddiasıyla birlikte emaresinin de bulunmadığını haykıran bu vatandaşımızın, bekletmeden yardımına koşturmak...

Selamlar ve sevgiler…  

HAMİŞ: Cenaze namazlarının helalleşme faslında ölenin zahiri hayatına bakarız. Hiç değilse ben öyle hareket ederim. Bunu dikkate aldığımızda, sanırız FETO’culuk iddiasıyla hayatı karartılan bu vatandaşımız hakkındaki bilgilerimiz de, hal ve ahvalini kendi eliyle çizdiklerinden ibaret olacaktır…

Evrensel hukuk anlayışında olsun, Müslümanların örf, âdet ve fıkıh uygulamalarında olsun, ilk adımda kişinin masumiyeti esas alınıyor. Bu itibarla, buradaki vatandaşı da, muhtemelen kardeşimizi, hüsn-ü niyetle okumamızın daha hayırlı olacağını düşünüyorum…

Akit TV köşe yazarı