BIST9.548,09%-1,36
USD32.5056%0.23
EURO34,5741%0.31
ALTIN2.500,57%0.70

AK Parti Erdoğan’ın talimatını böyle mi yerine getiriyor?

ArzuErdoğral

Abone OlGoogle News
03 Ağustos 2020 11:37

AK Parti MYK toplantısında kamuoyunda tartışılan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili olarak “toplumsal cinsiyet” ve “cinsel yönelime dayalı ayrımcılığa” karşı teminat gösterilen hükümlerin eleştirilerin odak noktasını oluşturduğu belirtilmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ise İstanbul Sözleşmesi’nin tek taraflı feshedilmesi ya da tartışmalı maddelere çekince konulmasının sonuçları üzerinde çalışma yapılması talimatı verdiği ifade edilmişti.

Gel gör ki AK Partili bazı isimler tarafından sözleşmeyi savunan açıklamalar, twitter üzerinden verilen mesajlar konuyu daha içinden çıkılmaz bir hale getirdi.

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanması gerçekten yanlıştı. Bu metnin içerisinde iki tane önemli husus var dikkat çekmemiz gereken ve bizimle asla uyuşmayan, bunlardan birisi toplumsal cinsiyet meselesi bir de cinsel yönetim yönelim tercihi. Şimdi bunlar ve başka şeyler de var ama bu iki meselenin demin konuştuğumuz çerçevede tam da bu LGBT vesaire gibi unsurların marjinal unsurların ekmeğine yağ sürecek kavramlar olduğu ya da onların arkasına sığınarak faaliyet yapabilecekleri alanlar oldu görülüyor. Nasıl usulünü yerine getirerek bu sözleşme imzalanmışsa, aynı şekilde usulü yerine getirilerek bu sözleşmeden çıkılır.” sözleri parti adına söylenmedi mi?

Bu ifadeler endişelerin haklı olduğunu göstermez mi?

Hal böyleyken İstanbul Sözleşmesini savunanlar kimin adına konuşuyor?

Ellerini ovuştura ovuştura Cumhuriyet Gazetesine “AKP içinde İstanbul Sözleşmesi çatlağı büyüyor” başlığını attıracak bir konuma nasıl gelindi?

Artık AK Parti’de sorun böyle mi çözülüyor?

Hakikaten ortaya konulan tablo birilerinin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramıyor.

5 Ağustos Çarşamba günü yapılacak AK Parti MYK'da konunun gündeme alınacağı ve bir karar verileceği, aynı gün İstanbul Sözleşmesini destekleyen kadın örgütlerinin sokaklara çıkacağı belirtiliyor.

Birileri bu konuyu sokağa taşırma derdine düşmüşken sözleşmeye karşı olanların gerekçelerine sözleşmeyi savunanların sinir çıkartır gibi yapılan açıklamalardan başka diyecek bir şeyi yok mu?

LGBTİ ‘nin marjinal faaliyetlerine alan açacağı, sözleşmeden ayrılmanın Türkiye’deki kadına şiddet vakalarına olumsuz bir etkide bulunmayacağıaynı zamanda ’Kadının beyanı’ esas alınarak erkekler için verilen evden uzaklaştırma kararlarının ‘aileleri parçaladığı’, kadının beyanının erkeği ‘potansiyel suçlu’ gösterdiği” asla önemsiz bir söylem değil.

Elbette kişiler değerlerine sahip çıkıp ailesini önce kendi koruyamıyorsa sözleşmenin devam etmesinin ya da çıkılmasının bir anlamı kalmıyor.

Ancak sözleşmeden çıkılmasını isteyen insanları tedirgin eden sebeplerin de yabana atılmaması lazım.

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla hazırlanan Avrupa Konseyi Sözleşmesi ile ne elde ettik, bu sorunun cevabı ortada!

Bulgaristan, Hırvatistan ve Macaristan eşcinselliği teşvik ettiği gerekçesiyle sözleşmeden çekildi.

Son olarak Polonya'da İstanbul Sözleşmesi'nden, okullarda cinsiyet eğitimini şart koştuğu, ebeveyn haklarını ihlal ettiği ve ideolojik unsurlar barındırdığı gerekçeleriyle çekileceğini duyurmuş kısa bir süre önce de Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, İstanbul Sözleşmesi'nin Anayasaya uygunluğunun değerlendirilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne göndermişti.

Yani sadece Türkiye’de İstanbul Sözleşmesine karşı çıkılmıyor.

O nedenle AK Parti’nin de farklı açıklamalar ile kafaları daha çok karıştırmak yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın samimiyetinde konuya yaklaşması gerekiyor.

ArzuErdoğral

Akit TV köşe yazarı