BIST9.722,09%0,80
USD32.5707%0.01
EURO35,0103%0.43
ALTIN2.428,89%0.24

Kemal beyin ya da samuray kılıçlı katilin helalleşme talebi!

Ali Karahasanoğlu

Abone OlGoogle News
15 Kasım 2021 08:48

Salgın döneminin kısıtlamalarının yoğun olarak hayata geçirildiği günlerdi..

Aşı daha yeni gelmiş, aksamalarla yapılıyor, bir yandan da hafta sonu tatilleri ile bir günlük resmi bayramlar birleştirilip, 3-4 günlük kapanmaların yaşandığı, esnafın uzun süredir kepengini açamadığı günlerdi..

Tüm dünyada yaşananlar, Türkiye’de de yaşanıyordu..

İşte tam da o dönemde..

Tam kapanma olmadan, covid salgını ile ciddi bir mücadelenin verilemeyeceği ve başarılı olunamayacağı endişesi ile 17 günlük tam kapanma ilan edilmişti..

Türkiye’ye özgü değil, tüm dünyanın benzer kararlar aldığı bir uygulama idi..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 17 günlük kısıtlamadan etkilenen vatandaşlardan ‘helallik’ istemiş ve “Her türlü desteği vermenin gayreti içerisindeyiz. Buna rağmen sıkıntıya düşen esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden hellallik istiyoruz” demişti..

Kasti yapılmış bir suç sözkonusu değil iken..

Bilerek kimseye bir haksızlık edilmesi sözkonusu değil iken.

İstemeden, büyük bir aslından insanlarımızı kurtarmak için mücadele verirken, sıkıntıları tam paylaştıramadığımız insanlar oldu ise..

Bir kesime, diğerlerinden fazla mahrumiyetler yaşatmış isek..

Bunda bir kastımız olmamış da olsa..

“Helallik istiyoruz” denildiği ortamda..

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, itiraz etmiş, İslami kavramlar içinde yer alan “helalleşme” ile ilgili alayvari açıklamalar yapmıştı..

Üzerinden 6 ay geçmiş..

Şimdi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “helalleşme” talebinde bulunuyor..

“Ben ömrümde, ülkemizde nefreti ve sevgiyi gördüm. Artık sevgi kazansın istiyorum. Ülkemizin iyileşmeye, helalleşmeye ihtiyacı var. Helalleşmek geçmişi değiştirmez ama geleceğimizi kurtarır. Geçmişte partimizin de hataları oldu; helalleşme yolculuğuna çıkma kararı aldım” diyor..

Helalleşmeyi, nasıl bir kavram olarak kafasında oluşturmuş ise..

“Helalleşmeye karar verdim” diyor..

“Dakika bir, gol iki” diyor..

Gol bir: Helalleşmeye karar verilmez..

Helalleşme isteği teklif edilir..

Kastınız olmadan, kusurunuzla, istemeyerek yaptığınız hatalardan dolayı..

İnat etmediğiniz, devamlılık göstermediğiniz yanlışlarınızdan dolayı..

Hakkına girdiğiniz insanlardan, “helalleşme” isteğinde bulunursunuz..

Yoksa, “helalleşme kararı” diye bir karar yok, bizim kültürümüzde.

Bu ifade bile, aslında helalleşme diye bir niyetin olmadığını, ama tılsımlı bir kavram olarak helalleşmenin rantını toplamak amacıyla, böyle bir söylem geliştirilmek istendiğini ispatlıyor..

Gol iki: Sizin helalleşme yolculuğuna çıkmanız ile olay kapanmaz..

Hakkını yediğiniz kişilerin de, haklarını helal etmeleri gerekir..

Ama Kemal bey, öyle buyurgan bir tavır ile açıklıyor ki..

Sanırsınız ki, hakkı yenilen kendisi..

Mağdur edilen, Kemal beyin partisi..

Dolayısı ile..

Mağdur olan taraf, “Hakkımızı aramayacağız. Davamızdan vazgeçeceğiz. Kısıtlanan haklarımız sebebi ile taleplerimizden feragat edeceğiz. Bize zulmedenlerle helalleşeceğiz” dermiş gibi..

Bir tavır ile karşımıza çıkıyor..

Biraz mütevazı ol Kemal bey..

Helalleşelim derken, haksızlığın failinin siz olduğunuzu unutmayın..

Helalleşmeyi; zulmettiğiniz insanlara, bir

lütuf gibi göstermeye kalkmayın..

“Ben ülkeme bir miras bırakmak istiyorum. Bu ülkenin artık huzura kavuşmasını ve önüne bakabilmesini istiyorum.”

Bunun için çok şey yapmaya gerek yok ki, Kemal bey..

Ağzını biraz kapatman, tehditlerine biraz ara vermen yeter..

Ülkeye yapılan köprülerin paralarını ödemeyeceğini söylememen yeter..

“Kanal İstanbul ihalesine girmeyin. Girerseniz, bankalara da, müteahhitlere de paralarını ödemeyiz” dememen yeter..

Huzur isteyen adamın sözü olabilir mi, devlet işleyişini tersyüz edecek açıklamalar yapmak.

Tehditler savurmak..

İşkembeden sallama, “siyasi suikastlar yaşanacak” demek, savcı sorunca da, “Tayyip Erdoğan’ı çağırıp, ondan bilgi alın” demek..

Merak ediyorsunuzdur, “Kemal bey, helalleşmeyi ne üzerinden dillendirdi?” diye..

Kemal beyin kafasında, halktan hellalik isteme var mı, o bile belli değil..

Şu ifadelere bakarsanız, sanki kendisinden helallik istenmesini arzuluyor gibi bir havası var:

“Benim liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır. Uzun süredir de önce bu yaraları yaratan o sistemi değiştirmekle uğraştım. Şimdi ise dışarıya dönme zamanı. Ben bu yaraların kapanması için helallik isteme, helalleşme yolculuğuna çıkıyorum.”

Tek bir somut “derin yara” ismini zikretmeden..

Ustaca bir çalımla..

Soyut anlatımlar eşliğinde, işi götürüyor, kemal bey.

Çünkü, bu anlatımlarını, “Başörtü yasağından vazgeçmişler” diye pazarlattıracak.

Ama partisinin dinamiği Sözcü gazetesine, Cumhuriyet gazetesine, halk tv’ye ve uzantısı internet sitelerine, “Siz başörtülülere saldırabilirsiniz..” diyerek, Kemalist zorbaları da partisinde tutmanın yol haritasını çizecek..

CHP gerçekten başörtü yasağından vazgeçmiş ise..

Dindar insanların vakıflarına saldırmaktan vazgeçmiş ise..

İmam Hatiplilere uygulanan katsayı zulmünü artık hayata geçirmeyecek ise..

Temel Karamollaoğlu’na kadar sirayet eden İHL eleştirisinin kaynağı ne?

CHP’nin İHL düşmanlığını boşverin..

Artık biz, Saadet Partisi’nin başındaki adamdan bile, “İHL’de yanlış işler var, torunlar ordan ayrıldı” sözlerini işitiyoruz..

Dolayısıyla İmam Hatip düşmanlığındacephe daralmıyor..

Tam aksine, genişliyor..

Şu sözler de, Kemal beye ait:

“Geçmişte kırdığımız, korkuttuğumuz topluluklarla, bireylerle, farklı hayat tarzlarının temsilcileriyle buluşmaya başlayacağım.”

Kırdığı..

Korkuttuğu..

Bu kadar mı, Kemal bey..

Hepsi hepsi, kırdığınız..

Hepsi hepsi korkuttuğunuz mu..

Başka hiçbir şeycik yapmadınız mı, bu ülkenin muhafazakar insanlarına.

Okullardan atmadınız.. Hakketikleri fakültelere girmelerini engellemediniz..

Memurları sokağa atmadınız..

Sadece kırdınız, öyle mi?

Bir hatırlatma daha yapayım, Kemal beye..

Helalleşme dinimizde vardır..

Amenna ve saddakna..

Ama basit hatalar ve istenmeyen fiiller için vardır..

Aktüel örneği vereyim.

Samuray kılıcı ile başörtülü mimarı vahşice katleden Can Göktuğ’un helalleşme hakkı var mı acaba?

O katil dese ki, “Kemal bey on binlerce başörtülü kızın üniversite hakkını gasbetmişti. Şimdi helalleşiyor. Ben ise bir mimarın canına kasdettim. Ben de helalleşmek istiyorum!”

Kemal bey, ne cevap verir acaba?

Ali Karahasanoğlu

Akit TV köşe yazarı