BIST9.530,47%-0,18
USD32.4905%0.06
EURO34,7892%0.38
ALTIN2.477,89%0.63

Tam isabet olmuş, emekli amiral, FETÖ’cülerle kalmış!

Ali Karahasanoğlu

Abone OlGoogle News
18 Nisan 2021 07:59

Hani ilk günlerde, olayın arka planının ortaya çıkıp çıkmayacağı belirsiz idi..

“Nasıl olsa deşifre olmaz” diye cesaretlenip, “afra-tafra” yapmalarını anlarım..

Bu kapsamda, emekli oramiral Atilla Kıyat’ın, “103 Amiral imzalı bildirimize tepki verenler, belli ki uyku sersemi iken okumuşlar. Sabahleyin, uykularını aldıktan sonra bir daha okurlarsa yaptıkları suçlamalardan utanç duyacaklardır” sözlerini belki hoşgörebilirdik..

Kendisine imzalatılan bildirinin nasıl hazırlandığından esas kendisi habersiz olduğu için, “saflığının kurbanı olmuş” der, geçerdik..

Ama bir kısmı gözaltına alınıp, 7 gün de gözaltında tutuldukları halde..

Verilen ifadelerde, “Aslında amaç Montrö değil idi. Montrö’yü herkes imzalasın diye öne çıkardık.. Önceki metin böyle değildi. Şurası sonradan eklendi. Bu ifade yoktu, sonra eklendi.. Geceyarısı yayınlanması için karar alınmadı, bu husus kimseye söylenmedi” türünden açıklamaları gördükleri halde..

Savcılık ve hakimlik lütfetmiş, tutuklama kararı yerine, adli kontrol şartı ile eve gönderdiği halde..

“Hiçbir gücün kelepçe takamayacağı beynimin onuru bana ait” diye açıklamalar yapmaya devam ediyorlarsa..

Sormamız lazım, “Beyninin onuru var ise, ‘Herkes imzalasın diye, Montrö’yü öne çıkardık. Aslında esas sebep başka idi’ açıklamasını yapanlara bir şeyler söyleyebilir misin?”

“Hiçbir güç bana kelepçe takamaz” meydan okumalarını çok gördük.

Bilin ki bu Atilla Kıyat, aslında kelepçe takılmayı, “belli ki uyku sersemi iken okumuşlar”sözlerini sarf ettiğinde çoktan hakketmişti..

Ama hakkettiği o kelepçe kendisine takıldığında..

Ki, hakimin buna yetkisi var..

“Kimse bana kelepçe takamaz” söylemi ile değil..

“Bu yaştaki bir emekli amiral tutuklanır mı?” diye karşımıza çıkacaklardı..

Atilla Kıyat’ın yanısıra, Türker Ertürk de, aynı havalarda..

Tutuklanmadığına şükredeceğine.

Cezaevine konulması gerekir iken, evinde konfor içinde hayatını sürdürdüğü halde..

PKK’lılara sahip çıkmakla ünlü Merdan Yanardağ’ın televizyon kanalına bağlanıp, saydırmış da saydırmış..

7 günlük gözaltı süresini anlatırken, bakın Türker Ertürk neler söylemiş:

“Hücrede yaşıyoruz, şartlar çok kötü. Bu konuyu çok istismar etmek istemiyorum sonuçta biz askeriz fakat ülkede ağır pandemi şartları var.”

Dersiniz ki, gözaltına alınan herkes, aynı yerlere konulmuyor da.

Emekli amiraller için, özel hücreler yapılmış..

Suç işlediği iddia edilen ve gözaltı kararı verilen on binlerce kişi nerede kalmış ise.

Türker Ertürk de orada kalmış..

Niye şikayet ediyorsun ki?

“Suç işlemedik ki, gözaltına alındık” diyorsan.

O ayrı bir konu..

Ama size, diğer suçları işleyenlerin gözaltına alındıklarında yapılandan farklı bir muamele uygulanmadığına göre..

Neye itiraz ediyorsunuz ki?

Ama esas önemli ayrıntı şu..

Türker Ertürk anlatıyor:

“Burası küçük bir stüdyo, buranın dörtte birinde üç kişi yaşadık. Dip dibe koyun koyuna. Ve kimlerle bizi yan yana yaşatıyorsun? FETÖ şüphelileriyle. Benim yanımda iki FETÖ şüphelisi vardı ama Kadir amiralin yanında bir tane de PKK. Ya bundan daha onur kırıcı bir şey var mı?”

Hani imkanın olsa..

Türker Ertürk Tele1’de, PKK yandaşı Merdan Yanardağ’ın sorularını cevaplandırırken..

Hani eskiden telefon dinlemelerinde saplama yapılırdı ya..

Ben de bir saplama yapıp..

Türker Ertürk’e sorsaydım:

“Gözaltında iken, Kadir amiralin bir PKK şüphelisi ile kaldığından şikayetçi oluyorsun ama. Sen şu an kimin sorularını cevaplandırıyorsun?”

Belki okurlarımızdan da Merdan Yanardağ’ı tanımayanlar vardır.

PKK’nın gazetesi vardı ya, Özgür Gündem.

Onda yazıişleri müdürlüğü yapan bir kişi..

Yani, gazetesinde hemen her gün, TSK’ya “katil” iftirası atıldığı halde, o gazetede hem de yazıişleri müdürlüğünü sürdüren bir kişi..

Bu adamın övgüleri ile televizyona çıkıp, konuşuyor.

Ama..

Gözaltında iken, yanına bir PKK’lının konulmasına itiraz ediyor..

PKK’lıyı bir kenara koyalım.

Gözaltında iken, tesadüfen iki FETÖ’cünün de gözaltına alınıp, aynı günlerde yanına konulmasından şikayetçi, Türker Ertürk..

Oysa şöyle bir bakalım.

ABD’ye kaçan. Almanya’ya kaçan. Dünyanın dört bir yanında olup, Türkiye ileilgili değrelendirmelerini yapan FETÖ’cülerin hepsi..

AK Parti iktidarını devirmek için, ölümüne mücadele veriyorlar..

Türker bey, “Bu mücadele çok büyük bir başlık. Her AK Parti iktidarını devirmek isteyeni, aynı çuvala koyamazsın” diyorsa..

Bildirideki Montrö’ye bakalım..

FETÖ’cülerin, Montrö’ye sahip çıkmaları üzerinden yorum yapalım..

Türker Ertürk ile FETÖ’cüler yine buluşuyorlar..

Dışarda iken, FETÖ’cülerle aynı hedefe saldıran Türker Ertürk, gözaltına alınınca, yanına FETÖ’cülerin konulmasından, niye şikayetçi olur ki?

Onlar da Tayyip Erdoğan’ı devirmek istiyor.

Sen de Tayyip Erdoğan’ı devirmek istiyorsun..

Aranızda ne fark var ki, FETÖ’cülerle aynı odada kalmaktan şikayetçisin?

Dışarda beraber olduklarınla, gözaltında da beraber olmuşsun..

Tam da isabet olmuş..

Hem PKK’lılarla..

Hem de FETÖ’cülerle..

Ve çıktığın gün, Türkiye’de gazeteci kalmamış gibi..

PKK sempatizanının sorularını cevaplamışsın..

Bu tablo karşısında, hani tereddüt ettim, “Türker amiral, acaba gözaltında hafıza kaybı mı yaşadı?” diye..

Hatta kendisinin de aynı röportajda şu anlatımını okuyunca, hepten tereddüt ettim:

“Yemekler yok gibi bir şey. Hızla kilo veriyorsunuz. Verdiğiniz yemeklerin içinde yağ yok, protein yok, şeker yok ya şeker. Glikoz önemli biliyorsunuz, beynin çalışması için bile glikoza ihtiyaç var.”

Gözaltında alamadığı glikoz sebebi ile mi, Türker paşa acaba, bir PKK yandaşına röportaj verdi?

Ama..

Gözaltı öncesinde, iki emekli amiralin, “Montrö’yü öne çekiyoruz. Esas protesto amacımız farklı” şeklindeki yazışmalarında deşifre olduğu üzere, Türker Ertürk’ün de esas amacını bilmeden, bildiriye katıldığı gerçeğini hatırlayınca..

Kendi kendime sormadan edemedim: “Türker paşa, gözaltı öncesinde de, glikozu yeterince alamıyor muydu ki, böyle bir oyuna düşmüş?”

Ali Karahasanoğlu

Akit TV köşe yazarı