BIST9.079,97%3,10
USD32.3632%0.06
EURO35,0042%-0.04
ALTIN2.324,52%0.18

Barda buluşanlar birbirini öldürüyor, suçu bize yıkıyorlar!

Ali Karahasanoğlu

Abone OlGoogle News
09 Mart 2021 06:42

Bir avuç laikçi dernek ..

“Kadınlar Günü” diyor..

Kadınlar Günü’nü kutlayacaklarına.. Dine saldırıyorlar..

Bir avuç feminist, “Kadınlar Günü” diyor, kadın hakları ile ilgili sıkıntılı konular varsa, onları dillendireceklerine, sınırsız özgürlük istediklerini söylüyorlar..

Bir avuç politika cambazı, “Kadınlar Günü” diyor, kadınlara yönelik laikçilerin baskılarını engelleyici açıklama yapacaklarına, “müftüye nikah kıyma yetkisi verilmesi, kadına şiddetin sebebidir” diyorlar..

Bunların hepsine, Erbakan Hocanın tanımlamasıyla, “Haydi ordan” diyelim..

Bizim inancımızda, “Cennet annelerin ayakları altındadır” düsturu vardır..

Bizim inancımızda, sadece kadına değil, hiçbir canlıya işkence yapılamaz. Dinimizde, canlılara, kadın olsun, erkek olsun.. Eziyet yapılamaz.

Ama birilerine bakarsanız, “Baba evinden kaçın” diyor.. CHP’nin gazetesi Cumhuriyet’te bunu yazabiliyorlar..

Kaçan kızlar, serseri erkekler tarafından öldürülünce, dindarlara saldırıyorlar: “Ortaçağ kafası öldürdü”.

CHP’li milletvekilleri, “kadının gece bara gitmesine itiraz edemezsiniz” diyor.

Oysa, bizler, “Kadın da olsa, erkek de olsa.. İnsanın barda-pavyonda ne işi var diyoruz..”

Biz kötü oluyoruz..

Sonra bara giden kadın, bara giden erkekle birlikte, o gün tanışıp gece gittikleri otelde vahşice öldürülünce..

Suçlusu dindar insanlar oluyor..

CHP milletvekili Sera Kadıgil, “Muktedir bıyıklılara uyarım” diyor..

Resmen cinsiyetçilik yapıyor..

Cinsiyet ayrımcılığı yapıyor..

Bir yandan “bara giden kadın gider. Size ne?” diyor.

Sonra, onun öldürülmesini, “bıyıklı”lara mal etmeye kalkıyor..

Oysa ölen de bardan çıkmış. Öldüren de bardan çıkmış. Hatta baktığınızda zaman, o bara gidip gelenlerin büyük çoğunluğu da bıyıklı bile değil..

Ama..

Çaktırmadan o “bıyıklı” dese de siz onu “dindar”lar diye anlayın..

Bu kadar riyakârca bir tavır ile Kadınlar Günü kutlanıyor..

Kadınlara yönelik 2012’ye kadar işlenen cinayetler çok daha az iken, o sayı daha da azaltılmak için 6284 sayılı kanun çıkarılmış..

Ne hikmetse..

Bu kanuna..

Hiçbir konuda AK Parti’ye destek vermeyen CHP destek çıkmış.. HDP destek çıkmış..

Ama kanunun çıkması ile birlikte, kadın cinayetleri daha da artmış.

O zaman 6284’de bir sorun olduğu aşikar değil mi?..

Bunu hatırlatıyoruz.

Onlar ise tam karşı cepheden, “6284 daha sert uygulanmalı. İlave maddeler getirilmeli” diyorlar..

Denemişsiniz, 6284 sayılı kanunu çıkarmışsınız.. Kadın cinayetini azaltmak bir yana, daha da artırmışsınız..

Daha fazla sertlikten neyi sağlayacaksınız?

Daha fazla kadın cinayetini mi?

Bizim önerimiz, “kadına şiddet suç olmaktan çıksın” değil..

Kadına şiddet suç olmaya devam etsin..

Gerekiyorsa, fiziki şiddetin cezası, daha da artırılsın..

Ama kadının beyanı ile delil aranmaksızın, 6284 sayılı kanuna da aykırı olarak, evden uzaklaştırma kararı verilmesin.

Çünkü sadece taraflardan birisini, yani kadını dinleyerek hakimin verdiği karar, ister istemez karşı tarafı şiddete tahrik ediyor.

Şiddeti savunmak için değil.

Mazeret sunmak için değil..

Durumu tespit için söylüyorum, iki taraftan sadece birisini dinleyerek verdiğiniz her karar, sadece kadını da dinlemiş olsanız, sadece erkeği de dinlemiş olsanız, haksızlıktır.

Sadece babayı da dinleseniz, sadece oğlu da dinlemiş olsanız, vereceğiniz karar haksızlıktır.

Oysa aynı çevreleri, FETÖ’cüleri bile korumak için yaptıkları “Savunma kutsaldır” söylemi ile tanıyoruz.

FETÖ’cüler için, savunma kutsaldır.

Doğru, kutsaldır..

PKK’lılar için savunma kutsaldır.

Doğru, kutsaldır..

Ama..

Kadına karşı, erkeğin savunma hakkı yoktur!

Bunu kim kabul edebilir?

İşimize gelince “savunma kutsal” deyip.. İşimize gelmeyince, savunmanın kutsallığını çöpe atıp, kanunda böyle bir düzenleme de olmamasına rağmen, hakimlerin yanlış uygulamaları ile kadının tek taraflı, belki de bir anlık kızgınlıkla dillendirdiği ithamları ile evden uzaklaştırma kararı verirseniz.

Ben yine de “o erkekler şiddete başvurmasınlar” derim ama.

Beni dinleyen kim?

Sonuç ortada..

Aileler dağılıyor. Yetmiyor, insanlar öldürülüyor..

O zaman, çare; kadını bara pavyona çağıran kafanın önerdiklerinde değil..

Kadını “babanızın evinden kaçın, kocanızın evinden kaçın” diyen kafada değil.

Bunların çözüm tarzı, kadına karşı şiddeti önlemiyor, artırıyor..

Kadınlar bara-meyhaneye gittikçe, kadın cinayeti artıyor..

Son 8 yıllık uygulama, bunu ispatlıyor.

Ama feministler, hatta onları da geçtik, LGBTİ’liler, pervasızca toplumun temel değerlerini sarsmaya devam ediyorlar..

Daha iki gün önce.. İstanbul, Beşiktaş Barbaros heykelinin bulunduğu alanda. Arka görüntüde cami..

Kadınlar gösteri yapıyorlar..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “LGBT; yok öyle bir şey. Bu ülke millidir, manevidir” sözlerine nazire edercesine..

“Bizim sesimizi duysunlar, yok muymuş öyle bir şey” diyor, konuşmacı.

Kadınlar ıslıklar çalıyor..

Ardından tekrar konuşma başlıyor:

“Demek ki ne imiş, varmış öyle bir şey!

Lezbiyen.. Lezbiyen.. Var öyle bir şey!”

Bu utanç dolu gösteriyi, CHP milletvekili Sera Kadıgil övüyor, kendi tivitır hesabından yayıyor..

Ve CHP’nin zihniyetini, bir defa daha ele veriyor..

Bize de daha bir ay evvel, başörtülü bir bayanın CHP MYK’sında görev almasını takdirle karşılayan Saadet Partili kardeşlere, lezbiyenler için CHP’lilerin verdiği bu desteği hatırlatmak düşüyor..

Şimdi onlar söylesinler..

Gaylere, lezbiyenlere destek veren bu CHP’liler..

Başörtülü bayanı, “vitrin malzemesi” olarak kullanmak için mi, MYK’ya almış?

Yoksa..

Başörtüye, inanca, İslam’a saygısından dolayı mı almış?

Saadet Partisi’nin çizgisi ile taban tabana zıt bu söylemi, görmezden gelmek.

Yine de CHP ile ittifak kurmak için çalışmalar yapmak..

Nasıl bir bakış açısıdır?

Nasıl bir saflıktır..

Sözümüz, aynı zamanda, Sera Kadıgil’in “bıyıklılar” diye hakaret etmek istediği İyi Partililere de geçerli..

HDP’lilere gözünüzü yumdunuz.

CHP’lilere kulağınızı kapattınız.

Onlar da üzerinize üzerinize geliyorlar..

Bıyığınıza bile laf eden bir zihniyetle ittifak kurup, halkı ne kadar kandırabileceğinizi sanıyorsunuz..

Bir sıçrarsınız, iki sıçrarsınız.

Sonunuz, iflastır..

Ali Karahasanoğlu

Akit TV köşe yazarı