BIST9.716,77%-0,05
USD32.4814%-0.26
EURO34,9461%0.27
ALTIN2.436,99%0.57

Filistin direnişinin Türkiye’ye desteği

Ahmet Varol

Abone OlGoogle News
18 Ekim 2019 01:35

Arap Birliği teşkilatının Kahire’de düzenlediği olağanüstü toplantıya Ramallah’ta bulunan Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Özerk Yönetimi’nin de katılması sebebiyle Arap Birliği teşkilatının tutumuyla ilgili yorumlarda sürekli “Filistin dâhil olmak üzere...” vurgusu yapılması dikkat çekti. Bunda belki bazılarının amacı Türkiye’nin Filistin davasına destek vermesine rağmen böyle bir tavır sergilenmesinin yadırgandığının ortaya konması olabilir. Ama bazılarının amacı da Filistin’i özellikle hedefe yerleştirmekti ve bununla sadece Ramallah’taki Mahmud Abbas yönetimi değil genel anlamda Filistin cephesi hedef alınıyordu. 

Normalde Ramallah’taki yönetim doğrudan Türkiye’yi hedef alan herhangi bir açıklama yapmamakla, Türkiye’ye karşı herhangi bir tavrının olmadığını da bildirmekle birlikte Somali, Katar ve Libya gibi Arap Birliği’nin sonuç bildirisini imzalamama cesareti de gösteremediği için halkının duruşunu yansıtacak bir açık tavır ortaya koyamadı. Bunda tabii başta Mısır ve Suudi Arabistan olmak üzere Arap Birliği’nin başını çeken dikta rejimlerine eli mahkûm olmasının payı vardı. 

Ancak şunu özellikle belirtelim ki Ramallah’taki yönetim bugün Filistin halkını temsil konumunda değildir. Çünkü Filistin Özerk Yönetimi Anayasası’na göre bu yönetim miadını çoktan doldurmuştur ve Filistin’de bir an önce seçim yapılması gerekmektedir. Fakat seçimleri kazanamayacağını tahmin eden Abbas yönetimi sürekli çeşitli bahaneler uydurarak erteliyor. Mahmud Abbas en son BM Genel Kurulu’na katılmak üzere gittiği ABD’de Filistin’e döndüğünde seçim tarihini açıklayacağını söylemesine rağmen hâlâ bu konuda bir açıklama yapmadı. 

Zaten Abbas’ın Ramallah’ta kurdurduğu hükümet seçimle iş başına gelmiş bir hükümet değildir. Çünkü 2005’te yapılan seçimleri Hamas kazandı. Ama Mahmud Abbas küresel emperyalizmle ve Arap dünyasındaki işbirlikçi rejimlerle anlaşarak Ramallah’ta ikinci bir hükümet oluşturdu ve Filistin halkına zorla bu hükümeti dayattı. 

Filistin halkının büyük desteğine sahip olan İslami hareket ise Barış Pınarı Harekâtı’nda Türkiye’nin yanında olduğunu açık bir dille ortaya koydu. 

Filistin’in 1948’de işgal edilmiş bölgesindeki İslami Hareket’in lideri Şeyh Raid Salah’ın sevenleri tarafından açılan twitter sayfasında yayınlanan mesajlarda Türkiye’nin teröre karşı operasyonuna destek verildiği dile getirildi. 

Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) bu konuyla ilgili özel bir bildiri yayınladı ve bildirisinde Türkiye’nin Filistin davasına desteğinden övgüyle söz ederek; sınırlarını ve kendini koruma, ulusal güvenliğine yönelik tehditleri ortadan kaldırma hakkını anlayışla karşıladığını dile getirdi. 

İslami Cihad Hareketi’nin Gazze’deki ileri gelenlerinden olan ve aynı zamanda Gazze’de insani yardım alanında önemli faaliyetleri olan, benim de kendisiyle uzun süreden beri tanıştığım çok değerli dostum Muhammed Harazin, oluşturduğu whatsapp grubuna dağıttığı uzun bir mesajda kendisini takip edenlere Türkiye’nin bu operasyondaki haklılığını anlatmaya çalışmıştı. Küresel emperyalizmin elindeki medya imkanlarını kullanarak olayı çarpıttığını, gerçeğin onların iddia ettikleri gibi olmadığını, Türkiye’nin kendi güvenliğine yönelen ciddi bir tehdit karşısında haklı bir harekât düzenlediğini dile getiriyordu. Bu mesajı 13 Ekim 2019 tarihinde dağıttı. Bir başka mesajında da harekâtı gerçekleştirenler için “Allahummensurhum nasran aziza (Ey Allah’ım onlara büyük bir zafer nasip et)” diye dua ediyordu. 

Buna karşılık siyonist işgal rejiminin olayın başından beri PKK terör örgütüne destek verdiği, siyonist medyanın da sürekli bu operasyon aleyhine propaganda faaliyeti yürüttüğü biliniyor. Fakat ne hikmetse Ramallah’taki hükümetin, gönüllü olarak atmadığını tahmin ettiğimiz bir imzasından dolayı Filistin’i mahkûm etmeye çalışanlar siyonist işgalcilerin tutumu ile ilgili pek bir şey konuşma ihtiyacı duymuyorlar. 

Akit TV köşe yazarı