BIST9.573,55%-1,10
USD32.4506%0.06
EURO34,4543%-0.04
ALTIN2.489,47%0.25
Gündem

İlber Ortaylı çok konuşulan görüntüyü açıkladı

Türk sanat tarihinin önemli isimlerinden, Topkapı Sarayı’nın eski müdürü ve bir başka ünlü tarihçi İlber Ortaylı’nın tabiri ile ‘Topkapı nâzırı’ Filiz Çağman hayatını kaybetti. Ünlü tarihçinin acı kaybı ile sarsılan Ortaylı, görev değişimi sırasında Çağman’ın eteğini öpmüştü.

Abone OlGoogle News
13 Ocak 2021 09:00

Prof. Dr. İlber Ortaylı, 81 yaşında hayata veda eden tarihçi Filiz Çağman’ın kendisinin iyi bir dostu ve aynı zamanda selefi olduğunu da belirterek “O dönem ki Kültür Bakanımız İstemihan Talay Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü olarak kendisini tayin etmek istemişti. Ancak gerçek mesuliyet sahipleri gibi tereddütü vardı. Daha sonra kendisini ikna ederek, bu vazifeyi almasını sağladık.

Filiz Hanım, Topkapı’nın mirasına, geleneğine uygun davranan biri oldu. Bakın bu çok önemli bir şeydir. 8 yıl bu görevini başarıyla sürdürdü. Minyatür uzmanıydı. Minyatürlerin yanındaki yazıları okumayı çok iyi bilirdi. Topkapı kütüphanesine hâkim olmak demek Osmanlı sanat kültür dünyasına hâkim olmak demektir.

Bu vasıfta insan yerli ve yabancılar arasında çok az bulunur, yani oradaki malzemenin hem kâğıdını, hem cildini, hem tezhibini, hem minyatürünü, hem yazısını birlikte okuyup değerlendirmek çok az kula nasip olur. Tarihimizde de sayılıdır. Çok disiplinliydi, çok da vakfetmişti kendini. Deprem sıralarında Kadıköy’deki evini bırakıp müzede, üst odada kalmışlığı vardır. Ben ona ‘Saray-ı Âmire nâzırı’, ‘Topkapı nâzırı’ der büyük saygı ve sevgi duyardım” diyor.

Hürriyet gazetesinden Fulya Soybaş'ın haberine göre, Çağman emekli olduktan sonra müze müdürlüğü için kendisine teklif gittiğini belirten Prof. Dr. Ortaylı kendisinden icazet alarak göreve başladığını belirterek, şöyle devam ediyor: “Aramızda halef- selef ilişkisi var. O çalışırken ben ona, ben çalışırken o bana yardımcı oldu. Dedim ya Topkapı nazırı idi o benim için. Devir teslim töreninden bir fotoğrafımız var, bahsettiğiniz o durum aslında etek öpme değil. Temennadır. Eski memurlar temenna yaparlardı.

Bir üst rütbenin eteğini öper gibi temennada bulunurlardı. Saygı gereğidir, bir ananedir. Öyle bir enderun ananesini gerçekleştirmiştik kendisiyle. Zaten, ben sarayın memurlarına uzman ahali, enderun halkı derim. Benim için saraydaki uzmanlık çok önemlidir. Diğer memuriyetlere benzemez. Bu esası herkese anlattık, Kültür Bakanlığı’na anlatamadık. Yani böyle ananevi müzelerde neler yapılması ve nasıl bir teşkilat, nasıl bir anane yerleştirilmesi gerektiğini bir sürü insana anlattık fakat Kültür Bakanlığı’na anlatamadık. Böylesi yerlerde yerin anlamına uygun geleneklerin devam ettirilmesi gerekir. İnşallah bundan anlarlar.”

İLK DEĞİLDİ 

Tarihçi-yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, 2 yıl önce Cerrahi tarikatı lideri Ömer Tuğrul İnançer’in elini öpmüş, sonrasında da eleştiri oklarının hedefine oturmuştu. Oysa Ortaylı’nınki ‘el öpmek’ değil, muhatabı ile eski İstanbul’da, özellikle de Mevlevîler arasında hayli yaygın olan ve ‘görüşmek’ de denilen şekilde selamlaşmaydı. Ortaylı da daha sonra bir açıklama yaparak “O benim, ben de onun elini öpüyorum. Bu çok eski bir İstanbul âdetidir, yobazlık değildir” demişti.

İlber Ortaylı’nın el öptüğü bir başka isim de Rusya’ya asırlarca hükmeden Romanov Hanedanı’ndan büyük düşes Mariya Vladimirovna Romanova’ydı. Taçsız imparatoriçe İstanbul’a geldiğinde Topkapı Sarayı’nı ziyaret etmiş, o yılarda sarayın müdürü olan İlber Ortaylı’da kendisini kapıda karşılamış ve protokolün gerektirdiği şekilde, centilmenlik gereği elini öpmüştü.

Öte yandan geçtiğimiz günlerde sunucu Cansu Canan Özgen, Instagram üzerinden yaptığı canlı yayında ünlü tarihçi İlber Ortaylı’yı konuk etti. Yayının sonunda Özgen, “Hocam sağlık sıhhat diliyorum, görüşmek üzere” dedi. Ortaylı da “Sağ ol” diye yanıt verdi.

Yayının sona erdiğini sanan Ortaylı’nın ağzından kamera kapanmadan “Maşallah, şuna bak” sözleri dökülürken sunucu Özgen ise Ortaylı’nın sözlerine gülerek “hocam” yanıtını verdi.

Video sosyal medyada bir anda yayıldı. Yüzlerce kişi videoyu alıntılayarak ‘taciz’ yorumu yaparken yüzlerce kişi de hocanın yaşından dem vurup ‘erkeklik’ esprileri yaptı. İlber Ortaylı ise ilk kez konuştu.

Genç sunucu ile ilk kez program yapmadığını belirterek “Vallahi ben çok akıllı, güzel ve kendini geliştirmiş buluyorum yayın yaptığım hanım kızı. Hakikaten de maşallah. Güzel olduğu zaten belli. Giyimi, makyajı, duruşu, soru soruşu, konuya hâkimiyeti, Türkçe'yi doğru ve güzel kullanışı... Buna tabii ki maşallah denir. Başka ne denir?” diye sordu ve şöyle devam etti:

SOSYAL MEDYADA GÜRÜLTÜ ÇOK 

“Bir iltifatı, bir takdiri, bir maşallahı alıp... Üzerinden #metoo hareketi benzeri bir taciz devşirmek akıl alır gibi değil. #metoo hareketi bu kadar basit mi? Türkiye’nin bu konuda zaten ciddi bir problemi var. Her şey bu kadar basitleştirilmemeli. Biraz Catherine Denuve okusunlar. (Dünyaca ünlü yıldız taciz karşıtı hareketin ‘püritenliğe’ vardığı, erkeklerin kadınlara iltifat etmekte özgür olması gerektiğini anlatan bir mektup yazmıştı.)

Ben bu hanımla kaç zamandır program yapıyorum. Gerçekten iyi. Kendini geliştirdi, TV dünyasında Türkçesi en iyi olanlardan. Okuyor, soruyor, saçmalamıyor. Giyimi, kuşamı, makyajı, duruşu, eli yüzü güzel. Ben ona her zaman ‘maşallah’ derim. Gerçekten aptallar! Taciz lafları türemiş. Olacak iş değil. Onların anladığı türden maşallah değil bu... Türkiye’de sosyal medya Agora. Herkes konuşuyor, fazla gürültü var.” ‘Program sonunda Canan Hanım ile konuştunuz mu?’ soruma ise “Konuşmadım. Yine program yapacağız. O zaman konuşuruz” yanıtını verdi.

BEN NE KONUŞSAM ‘BOMBALADI’ OLUYOR 

Sosyal medyada kendisinin ağzından çıkmadığı halde kendisi söylemiş gibi birçok yazı dolandığını belirten Prof. Dr. Ortaylı, “Bazıları hadi tamam ama bazıları o kadar ahmakça ki! Kaale almıyorum. Bir ara kitap bağışladım, ona da laf ettiler. Niye veriyormuşum Cumhurbaşkanlığı’na? Ne yapacağım ya? Kitapları korunacak yere vermişim. Üniversiteye verdim, yandı maalesef.

Orhan Pamuk, Elif Şafak hakkında 1 yıl önce yaptığım konuşma sanki dün söylemişim gibi yazılmış. Gençlik grubunda ‘Bu yazarları niye okutmuyorsunuz?’ diye sormuşlardı. ‘Gençler okuyamaz çünkü gramerleri bozuk’ dedim. Türk edebiyatında okutacak başka adam mı yok? ‘İngilizcesini bulursanız okuyun’ dedim ki Victoria Halbrook tercümesi müthiştir. Bunlar Türkçe’yi çok iyi bilen tercümanlar.

Metinleri çevirirken ‘Bunu demek istemiştir’ diye tamir ediyorlar. Elif Şafak, Orhan Pamuk Türk yazarlardır ama Türkçe yazmıyorlar. Rahmetli Tahsin Yücel 70 sayfalık analiz yazmış bu konuda. Onu okumaya üşeniyorlar, sıkıcı geliyor ama ben söyleyince ‘Hoca bombaladı’ deniyor” dedi.

Yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.600 karakter kaldı
×

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir.
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde akittv.com.tr’nin görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Yazılanlardan akittv.com.tr sorumlu tutulamaz.

0 Yorumlar
  • Yeniden eskiye
  • Eskiden yeniye
  • Öne Çıkanlar