Budistler Keşmir'de sivilleri canlı kalkan olarak kullanıyor

Hint ordu güçlerinin Keşmir'deki çatışmalarda sivilleri canlı kalkan olarak kullandığı ortaya çıktı.

Keşmirli iki sivil olan 48 yaşındaki Altaf Ahmed Bhat ve 40 yaşındaki Muddessir Gül'ün bir çatışmada öldüğü iddia edilmiş, Hint güçleri bölgedeki bağımsızlık yanlısı silahlı grupları suçlamıştı.

"CANLI KALKAN OLARAK KULLANILDILAR"

Ancak görgü tanıkları ve yaşamını yitirenlerin aileleri Hint yönetimini yalanladı. Keşmirli siviller ve aileler, iki sivilin alıkonulduğunu ve Hint güçlerince canlı kalkan olarak kullanıldığını, ardından ise infaz edildiklerini kaydetti.

Ölümlerinin ardından Hint güçlerince gömülen iki sivilin naaşları, ardından gömüldükleri yerlerden çıkarılarak ailelerine teslim edildi.

Hint güçleri, bölgede çatıştığı silahlı grup üyelerinin arasında Pakistanlıların da olduğunu iddia etse de konuya dair bir kanıt sunmadı.

Başkent Srinagar'dan 80 kilometre uzaklıkla, Kupwara ilçesinde bir köye gömülen iki sivil, halkın tepkilerinin ardından ailelerine teslim edildi.

Olay bölgede gerilimi artırırken, olayda öldürülen üçüncü isim olan Amir Magray'ın cesedinin nerede olduğuna dair bir bilgi ise bulunmuyor.

Hint güçleri Magray'ın silahlı gruplara mensup olduğunu iddia ederken, ailesi ise iddiayı yalanladı.

KEŞMİR'DE GERİLİM

Keşmir, 1947 yılından bu yana Hindistan tarafından işgal altında tutuluyor.

İktidardaki Hindu milliyetçisi BJP, seçim vaadi olarak sunduğu Keşmir'in özel statüsünü kaldırma kararını 5 Ağustos 2019 tarihinde uygulamıştı.

Bu kapsamda, anayasanın Keşmir'e özel statü veren 370 ve 35A maddeleri kaldırılmıştı.

Yürürlükten kaldırılan maddelerle Keşmir dışındaki Hindistanlıların bölgede yerleşmesi, mülk satın alması, yerel hükümete memurluk yapması ve bölgede akademisyenlik yapması yasaklanıyordu.

Aynı zamanda bu maddeler bölge yönetiminin çoğu meselede kendi kanunlarını çıkarabilmesini sağlıyordu.

Keşmir'in demografisini ve siyasi yapısını kısmen de olsa koruyan maddelerin ortadan kalkmasının ardından, bölgeyi en hafif ihtimalle bir demografik kriz beklediği ifade ediliyordu.